1. 1.
    +2
    beyler işte o kadının ağzından, özet geçtirmeyin:

    "açılan büyük bir kapının ardından içeriye girdim. heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu. mermer taşla döşenmiş yoldan geçerek bahçe içindeki eve doğru yöneldim. çok büyük bir zeytin ağacı evin girişini gölgeliyordu. hipnotize olmuştum. üst kata çıktım. atatürk el işlemesi geniş bir gürgen koltuğa oturmuştu. arkası bana dönüktü. yanındaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu. kemal atatürk, tanrı�nın insanlığa ender gönderdiği bir kurtarıcı, politika ustası ve korkusuz bir savaşcıydı. o yarı insan yarı tanrıydı. orta yaş döneminde dahi atatürk�ün ciks aktiviteleri yakın çevresi tarafından biliniyordu. bakırımsı kırmızı renkli kadife koltuğa- yanına- oturmamı söyledi. büyülenmişcesine atatürk�ün emrini yerine getirdim. nargilesinin hortucunu bana doğru uzattı ve içmemi söyledi. dumanı içime çektim. diğer elinde tuttuğu rakıyı yudumlayarak içtim. atatürk ile beraberliğimin bundan sonrasını ilk defa açıklıyorum. dans eden dansözlerin odadan çıkmalarını istedi. ikimiz baş başa kalmıştık. henüz 15 yaşındaydım. çocuk denecek kadar genç sayılırdım. atatürk 56 yaşında olgun bir erkekti. buna rağmen ürküntü duymuyordum. rakının verdiği sarhoşlukla olsa gerek kendimi rüyada hissediyordum. atatürk�e bekaretimi verdim. atatürk benim ilk erkeğimdi. şeytani bir çekicilikle, benimle deliler gibi sevişti. o, genç bir kadının nasıl mutlu edileceğini çok iyi biliyordu. atatürk, aklıma her geldiğinde o�nun tüm kadınları doyuma ulaştıracak gücü olduğunu düşünürüm. atatürk, profesyonelce sevişen bir tanrı, bir kraldı�."
    ···
    1. 1.
      0
      "henüz 15 yaşındaydım. çocuk denecek kadar genç sayılırdım." kısımlarını provokatör yobazlar sonradan eklemiş. o yazının aslı böyle:

      "açılan büyük bir kapının ardından içeriye girdim. heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu. mermerle döşenmiş yoldan geçerek bahçe içindeki eve doğru yöneldim. çok büyük bir zeytin ağacı evin girişini gölgeliyordu. üst kata çıktım. atatürk, arkası dönük, el işlemesi geniş gürgen bir koltuğa oturmuş, yanındaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu..

      kırmızı renkli kadife koltuğa -yanına- oturmamı istedi. büyülenmişcesine atatürk‘ün emrini yerine getirdim. nargilesinin markocunu bana doğru uzatıp içmemi söyledi. dumanı içime çektim. diğer elinde tuttuğu rakı dolu zümrüt kakmalı altın kadehi -emrivaki bir tavırla- ellerime tutuşturdu.. kadehteki rakıyı yudumlayarak içtim.. heyecandan titriyordum.!!

      atatürk ile beraberliğimin bundan sonrasını ilk defa açıklıyorum.!! dans eden dansözlerin odadan çıkmalarını söyledikten sonra ikimiz başbaşa kalmıştık. rakının verdiği sarhoşlukla kendimi rüyada hissediyor, hipnotize olmuş gibiydim. atatürk şeytani bir çekicilikle yanıma sokulup, benimle deliler gibi sevişmeye başladı. milyonlarca türk kadınının hayalini süsleyen o büyük insana, atatürk‘e bekaretimi verdim.!!

      mustafa kemal atatürk, tanrı‘nın insanlığa ender gönderdiği bir kurtarıcı, bir politika ustası, korkusuz bir savaşçı ve yarı insan, yarı bir tanrı‘ydı.!!"
      ···
   tümünü göster