1. 1.
    +6 -1
    hiç bilmediğiniz hayatlar bazen tuhaf tesadüflerle omzunuza dokunup, hatta dürtüp, cevap alamadıklarında kolunuzdan sürükleyip zütürüyor şu virtual ortamda.
    bazen kaotik, bazen nevrotik, bazen de ota taka kafayı takmış sıkıcı hayatlar işte.

    bundan 1 yıl kadar önce, tesadüflerle teğet geçemediğim bir hayatın dinleyicisi oldum.
    bir gün yazıntılarımı paylaştığım sosyal mecrada takılırken mesaj butonum yandı.

    seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum bu anlamsızlıkta ve belirsizlikte bir mesaj geldi. cevap vermedim. daha önce yazılarına dahi denk gelmediğim biriydi.

    daha sonra kontrol ettim entry'lerini. uuuuu bütün kadınlara sallayan, saldıran, ağzından köpükler saçan kuduz köpek gibiydi adeta.

    'amaaannn gibtir et, kim bilir nasıl bir küfür küfesiyle dolduracak mesaj kutumu' dedim ve cevap vermedim yine.

    7-8 dakika sonra lütfen mutlaka konuşmalıyım, artık bunu biriyle paylaşmalıyım mesajı. yine oralı olmadım.

    3 dakika sonra tekrar, beni anlayabilecek bir tek sen varsın burada rastladığım, lütfen, artık dayanamıyorum, bana yardım et!

    altında bir hinlik olduğuna emindim. bu çağrı hem vicdan yaptırıyor hem de ürkütüyordu beni.

    sadece iyi peki yazıp göndererek, gelecek cevabı bekledim.

    kendi ile ilgili mesajını biraz değiştirerek, cümleleri toparlayarak buraya yazacağım;

    ''32 yaşındayım, akademik kariyerim, bol kazançlı bir işim, hali vakti yerinde, her türlü imkana sahip,
    dünyalar güzeli karısından boşanmış biriyim,
    2.5 yıl önce (o zaman evliydim) bir ciks işçisi ile (huur) ilişkiye girdim, bu kadın beni öyle bağladı ki, 1 yıl boyunca haftada 4 kez birlikte olduk ve bu kadın bir yıl sonunda bir anda ortadan kayboldu, onu bulmak için her şeyi yaptım fakat bulamadım.

    onun yokluğu beni öyle bunaltıyordu ki, kalbimin yangın çıkış düğmesi olsa, camı kırıp düğmeye deliler gibi basardım, 1.5 ay bu ruh hali ile ölüp ölüp dirildim. eşim bu halimden sıkılmıştı, bir süre için onu cape tawn'a gönderdim.

    ve bir gün iş için gitmiş olduğum avm'de o güne kadar hiç fark etmemiş olduğum peruk dükkanını gördüm, kızıl peruklar alev gibi gözlerimi yaktı.

    eşime hediye alıyorum ayağına, bizim elemanlardan birine, o alev rengi uzun peruklardan birini aldırdım.
    siyah, mini straplez bir elbise, parlak, ince topuklu altın sarısı bir ayakkabı, ona uygun bir çanta, ruj, rimel oje ve bunun gibi şeyler aldım.
    gece olduğunda aldıklarımı üzerimde öyle bir tamamladım ki, aynaya baktığımda ben o olmuştum sanki, kendimi sokağa attım, istiklalde o sivri topuklularla kırıta kırıta yürüyordum, laf atanlar, ellemek isteyenler, para teklif edenler, herkes peşimdeydi. bu duygu beni benden alıyor o yapıyordu.

    o günden sonra fırsat bulduğum her anda bu ritueli tekrarlar oldum.

    evet açılay, bu durumu kimseyle paylaşamadım, paylaşmak da çok güç, ne yapacağımı bilmiyorum ve bu bilinmezlik içimde savaşan çift ruh ile beni ayaklarının altında eziyor, boğuluyorum... ''

    bunu anlatmak için neden beni seçtiğine dair en ufak bir fikrim yoktu, muhtemelen onun da...

    hemen pgibolog arkadaşımı aradım. durumu anlattım ve kimliğinin gizliliği dahilinde iletişim kurmalarını sağladım, aylarca telefonda terapi ve görüşmeler devam etti, bir sonuç alınamadı.

    o hala gündüzlerin efendisi, gecelerin kızıl sonya'sı..
    ···
   tümünü göster