1. 26.
    0
    anlatacağım hikaye bir arkadaşımın başından geçmiş:
    bizim eleman, türbanlı bir hatunla çıkıyor. bir akşam yol kenarında yürürlerken, hatun bunu iki binanın arasındaki karanlık inşaat boşluğuna çekiyor. ortamı gözünüzde şöyle canlandırın: arsanın ön tarafı ana cadde. vızır vızır arabalar ve insanlar geçiyor. arsanın sağı solu ve arka tarafı birbirine bitişik apartmanlarla kapalı. bitişik nizam olduğu için, üç binanın da arsaya bakan kısımlarında normal pencere yok. banyo ve tuvaletlerdeki aydınlatma pencereleri var sadece. tabii apartmanlardan arsaya doğru ışık sızmadığı için, ana yoldan arsaya doğru beş altı metre girince, zifiri karanlığın içine giriyorsun. işte hatun bizim elemanı bu karanlığın ortasına çekiyor. bizimkinin önünde diz çöküp, hızla elemanın kemerini çözerek pantolonun düğmelerini açıyor. pantolonu diz hizasına kadar indirip, elemanın zamazingoyu eline alıp okşamaya başlıyor. bundan sonrasını elemanın ağzından dinleyelim:
    kalbim duracak gibiydi amk. ama heyecandan mı zevkten mi hala bilmiyorum. hatun benimkini eline alıp okşamaya başladı. (haa unutmadan söyleyeyim. bizim bu elemanda türbanlı zaafı vardı. ama bu dediğim olay epey uzun yıllar önce oluyor. yani türbanın ve türbanlıların bu kadar ayağa düşmediği ve türbanlıların gerçekten de mağdur olduğu yıllar. dolayısıyla biz o zamanlar bizim elemanın bu zaafını bariz bir sapkınlık olarak görüyorduk. neyse mevzuya geri dönelim.) benim önüm caddeye doğru dönük. birkaç metre ötemdeki yoldan geçen arabaları ve kaldırımda yürüyen insanları görüyorum. bazıları bilinçsizce kafalarını bizden tarafa doğru çeviriyorlar ama zifiri karanlıkta bir şey görmüyorlar. yine de sanki adamlar bizi görüyormuş gibi zütüm üç buçuk atıyor. hatunun umrunda bile değil. arkasını yola dönmüş ve benimki hatunun ağzında. kasıklarımın hizasındaki türbanlı kafayı gördükçe boşalmamak için kendimi zor tutuyorum. hatun aralıksız on dakika bana saksofon çekti. bir yandan da elleriyle taşaklarımı okşuyor. kalçamdan beni kendine falan çekiyor. yani bunu ilk kez yapmadığı gün gibi aşikar. neredeyse, sanki her akşam o arsada birilerine saksofon çekiyormuşçasına profesyonel. artık daha fazla dayanamayacağımı anlayınca aleti hatunun ağzından çıkardım. o karanlıkta nereye boşaldığımı bile göremedim. eve geldiğimde, yarısını kendi üzerime boşaldığımı anladım...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster