Ya bide en çok şunu anlayamıyorum, ulan birisiyle muhabbet sohbet etmeye oturduğumda, böyle seri düşünemiyorum, bu kadar güzel muhabbet ssohbet çeviremiyorum gibi. Şu klavyenin başına geçtiğimde bazen o kadar çok ve hızlı bi şekilde geliyor ki aklıma hani düşüncelerime yetişemiyor elimin hızı.

Keşke bi toplum olarak, hatta gibmişim toplumunu komple tüm insanlık olarak bu kadar huur çocuğu olmasak. Yani ne biliyim oğlum sürekli hayvanlar gibiyiz, hani tamam belki birbirimizin zütünü koklamıyoruz ama sürekli hayvanlar gibiyiz bence. Ne biliyim bi hatun kendine eş seçerken karşısındaki erkeğin kaşına gözüne bakıyosa, bi kuş da diğer kuşa vermeden öncei lan bu ne kadar yükseğe uçabiliyor acaba diyor ? Ne biliyim hocam 2 timsah birbirinin bölgelerine girmek için birbirleriyle kavga ediyosa, Çinçin'de de Mehmetin mahallesine girdiğinde Mehmet sana saldırıyor. iki hayvan çiftleşme dansı yapıp karşısındaki dişiyi etkilemeye çalışıyosa, bizim keko Ahmet'de discoda dans ederken aynısını yapmaya çalışıyor.

Hayvanlarla bu kadar benziyoken, kendimizi saçma sapan kalıplara sokmaya çalışmamız, toplum etiğine, kurallarına bu kadar dikkat ediyomuş gibi takılmamız çok saçma. Ulan hatun da gibişmek istiyo, ben de gibişmek istiyorum. veya böyle olmadı, hatunda sevilmek istiyo ben de sevilmek istiyorum diye düzeltiyim onu. Ama gel gelelim mevzu ciddiye bindiği zaman başlıyoruz aptal saptal muhabbetlere: işte yok kız beni sapık sanar mı ? yok işte çocuğa cevap verip muhabbet edersem arkadaşlarım bana huur der mi ? bi arkadaşa denk gelirsem kıza yazdığım mekanda adım yavşağa çıkar mı ? vs. vs. gibi.

Benim bi teorim var mesela, ne kadar mantıklı gelir size bilmem ama şöyle anlatıyım; bi toplumun refah seviyesi ne kadar yükcikse o toplumda o kadar çok gibiş sokuş döner diye. insanların bazı basit ihtiyaçları vardır, mesela barınmak gibi ya da yemek yemek, veya ne biliyim işte yaşam güvenliğini sağlamak falan filan gibi anladınız siz. Bu ihtiyaçlarını karşılayamayan bi insan lüksü giblemez. şimdi senin yemeğe yemeğin yoksa evinde, koltuğun kenarının yırtık olmasını giblemezsin yani bunun gibi. Çocuk yapmak için değil de, eğlenmek ve zevk almak için gibişmek de bu koltuk kenarının yırtık olması gibi bi lükstür dersek. insan saçma sapan dertlerinden kurtulmadan önce böyle bi zevkin derdine düşmez yani. Hani tarihte bakarsak Roma'ya anlarız biraz bence bunu. Ulan adamlar zaten bolluk içerisinde yüzüyor, yedikleri önünde yemedikleri arkalarında, köleler falan bini bir para olmuş. E bu adamın hayatta bi derdi tasası kalmamış yani. E bu adam ne yapıcak o zaman ? çatur çutur gibişicek hocam. Seni de gibicek beni de gibicek kölesini de gibicek karısını da gibicek yani. Hatta gibmişim Romasını Amerikaya bakın veya refah seviyesi yüksek bir Avrupa ülkesine. Adamların evleri müstakil, ne biliyim senin hayallerinde ki hayatı yaşıyolar yani, adamın bizde ki gibi, ya bana ne derler ne olur falan gibi bir derdi de yok. Sen hiç bi Amerikan filmin de gördün Mike'ın Jessica'ya sırf birisne verdiği için Jessica'ya huur dediğini ? Göremezsin çünkü Mike'ın gibinde değil abi. Mike bizim Mahmut gibi asalak değil. Sen çıkıp da ortalıkta veren kızı yererseni muhabbetini çevirirsen adını huurya çıkarmaya çalışırsan hatun bi dahaki sefere birisine vermeden önce değil 2 kez 15 kez düşünür. Bu düşünmelerin 10. kısmında da seni gibtir eder mesela.

Bu daha çok baskıcı toplumlarda gördüğümüz bi durum. Yani iran gibi, veya ne biliyim Suriye gibi. Veya direk Türkiye gibi. insanlar toplumun beklentilerini karşılayabilmek adına kendi istediklerini hayatlardan uzak hayatlar yaşıyolar, iki yüzlü oluyolar sonrada.