1. 51.
    0
    siyah üzüm allanmadan
    beyaz üzüm ballanmadan
    kız seni anan kocaya da vermiş
    pıtığın ucu kıllanmadan
    ···
  2. 52.
    0
    Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
    Har-ı gamda andelib-i zar dersen işte ben

    Lebleri mül saçları sünbül yanagı berk-i gül
    Bir semenber serv-i hoşreftar dersen işte sen

    Payine yüzler sürer her serv-i dil-cuyun revan
    Su gibi bir aşık-ı didar dersen işet ben

    Zülfü sahir turrası tarrar şuh-ı şivekar
    Çeşmi cadü gamzesi mekkar dersen işte sen

    Firkatinde teşne leb hatır perişan haste dil
    Künc-i gamda bi-kes ü bi-mar dersen işte ben

    Gözleri sabr u selamet ülkesini tarac eden
    Bir amansız gamzesi Tatar dersen işte sen

    Bakiya Ferhad ile Mecnun-ı şeydadan bedel
    Aşık-ı bi-sabr ü dil kim var dersen işte ben
    ···
  3. 53.
    0
    bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
    güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
    hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
    gittiler akşam olmadan ortalık karardı
    ···
  4. 54.
    0
    al amık

    Tahir olmak da ayıp değil
    Zühre olmak da..
    Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
    Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte
    Yani yürekte.

    Mesela bir barikatta dövüşerek
    mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
    mesela denerken damarlarmda bir serumu
    ölmek ayıp olur mu?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanm da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
    ···
  5. 55.
    0
    düşler bitip, yalnızlık odanın her yanını kaplayınca
    bozgunlar, bunalımlar başlardı..
    insaf! orda,yukarda çarpan bir yürek vardı!
    sarı, kaba çuhanın üzerine uzanmış
    kendini kentn usul gürültüsüne salmış
    dört duvar arasında soluyan derin derin
    düşünde çarşaf gibi yelkeni gemilerin..
    a.rimbaud
    ···
  6. 56.
    0
    elinden düşmez tası tarağı kadının
    baş tacı eder, yeterki iyi çalışsın yarağın

    ormana hayat verir diktiğin her çam
    ömrüne ömür katar gibtiğin her am

    kırışık pantolonu düzeltir ütü
    yarağı dimdik eder kadının zütü
    ···
  7. 57.
    0
    hiç sevmediğim yazar
    ···
  8. 58.
    0
    ben seni kocaman bir yürekle sevdim. gözlerim değil, yüreğimdi seni
    gören.
    sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. bir başka
    yerde
    olamazdın zaten. sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
    orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
    kadar
    kolay kabullendi seni. herhangi bir konuk değildin artık. bu yüzden
    ne
    ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. o yüreğin gerçek sahibiydin.

    şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... ben dört mevsim baharı yaşadım
    seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. gökkuşağı zayıf kaldı, senin
    renklerin karşısında. taze bir yaprak gibi yeşildin. açelya idin
    pembeliğinle. üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. kırmızıydın
    bir
    ateş gibi. ve maviydin... en çok bu renkle anmayı sevdim seni. denize
    tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

    seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... kendime bile dar
    gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. en
    kızgın,
    en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
    i̇çimdeki
    sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. beni öylesine güldüren senin sevgindi
    ve
    ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
    olduğunu anladım seninle...

    her şeye rağmen sevdim seni. güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
    yoktu. koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. sen elimden
    tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
    menzil
    sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
    edebilirdim.
    sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. sana
    ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. ve o göle bir tek sen
    girebilirdin.

    sevdim ve hayrandım da... her halin çekti beni. duruşunu, uyumanı,
    gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
    olgunluğunu sevdim. sesini de sevdim suskunluğunu da.
    küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. seni
    ve o
    doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
    zaman.
    sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
    yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

    seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. her gün
    yenilendim.
    seninle çoğaldım, büyüdüm. ekgib kalan neyim varsa tamamladın.
    ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

    sevdim işte ötesi yok..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    0
    capsi var ben de isteyene pm atablirim :D
    ···
  10. 60.
    0
    bak kardeşim ,

    benim adim julian assagne, wikileaksin kurucusuyum belki duymussundur, hayatim hackerlikla, internet aktivistligiyle geciyor. zamanimin cogunu, yerin 500 metre altinda bir siginakta kelle koltukta geciriyorum. 70 milletten sukiastci ve interpol pesimde, bu stresli hayatim nedeniyle saclarima ak dustu, karim beni terk etti, anam babam her hafta ulke degistirerek yasiyor ve ben her gun agliyorum. hayatimdaki tek rahatlama kaynagim bu site, sagolsun burdaki caycimiz munir abi bana turkceyi ogretti ve ben her gun burda yasadigim stresi unutabiliyodum, taki senin actigin gibtiritaktan basliklari gorene kadar. bana bak huur cocugu, seni ip adresinden buldum, ilk okul karnene bile ulastim, gunde kac kez 31 cektigini bile biliyorum ve butun hayatimi riske atarak kimligimi desifre ettim ve turkiyeye ucak bileti aldim ve buyuk ihtimalle bu son yolculugum olucak ama senide yanimda goturmeden bana rahat yok, munir abiyle geliyoruz. seni gibicez ve ölüceksin.

    saygılar
    ···
  11. 61.
    0
    aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım, önüne
    bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların
    döküldüğü bir şölendi.
    bir akşamdı dizimi oturttum güzelliği-terslik
    edecek oldu-i̇ler tutar yerini bırakmadım ben de.
    bayrak açtım adalete karşı.
    aldım başımı kaçtım. ey büyücüler, size ey
    bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet.
    azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına
    ne varsa. bir yırtıcı hayvan amansızlığıyla atıldım
    üzerlerine boğayım diye cümle sevinci.
    cellatlara seslendim, ısırayım diye ölürken
    mavzerlerin kabzalarını. seslendim salgınlara,
    boğsunlar istedim, kan içinde, kum içinde beni. tanrı
    bildim musibeti. gırtlağıma kadar battım çamurlara.
    cürümün ayazında kurundum. hop oturup hop
    kaldırdım çılgınlığı.
    bana baharın getirdiği iğrenç bir budala kahkahasıydı.
    derken az önce işte, bir de baktım ki kıkırdamak
    üzereyim; aklıma eski şölenin anahtarlarını aramak
    geldi, dedim belki de yeniden heveslenirim.
    hayırmış meğer o anahtarın adı-anlaşıldı ben bir
    düşteymişim.
    "sen canavar kalacaksın... " falan filan... atıp
    tutmaya başladı başıma bu şirin hasırları ören şeytan.
    "ölümüne sürsün cümle iştahın, bencilliğin, cümle
    bağışlanmaz günahın."

    ah, canıma yetti arttı-kuzum şeytan, ne olur daha
    bir öfkesiz bakıver de benden yana ufak tefek, yolda
    kalmış alçaklıklar vara dursun, sen ki yazarda tasvir,
    öğreticilik vergilerinin yokluğuna vurgunsun, senin için
    kopardım lanetli gün defterimden bu uğursuz yaprakları.

    arthur rimbaud
    ···
  12. 62.
    0
    şiir
    ···
  13. 63.
    0
    reserve, tanıyınca kesicem bir kaside
    ···
  14. 64.
    0
    yardımcı olmak istediğim yazar.
    ···
  15. 65.
    0
    nickini yanlış yazıp rezil olduğum yazar...
    ···
  16. 66.
    0
    resmen mitolog kendisi
    ···
  17. 67.
    0
    dede gibiömmmmmmmmmm
    ···
  18. 68.
    0
    biraz amıstokrafik
    ···
  19. 69.
    0
    adam şair
    ···
  20. 70.
    0
    pia

    ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
    ellerini bir tutsam ölsem
    böyle uzak seslenmese
    ben bir şehre geldiğim vakit
    o başka bir şehre gitmese
    otelleri bomboş bulmasam
    içlenip buzlu bir kadeh gibi
    buğulanıp buğulanıp durmasam
    ne olur sabaha karşı rıhtımda
    çocuklar pia'yı görseler

    bana haber salsalar bilsem
    içimi büsbütün yıldızlar basar
    bir hançer gibi çıkıp giderdim

    ben bir şehre geldiğim vakit
    o başka bir şehre gitmese
    singapur yolunda demeseler
    bana bunu yapmasalar yorgunum
    üstelik parasızım pasaportsuzum
    ne olur sabaha karşı rıhtımda
    seslendiğini duysam pia'nın
    sırtında yoksul bir yağmurluk
    çocuk gözleri büyük büyük
    üşümüş ürpermiş soluk

    ellerini tutabilsem pia'nın
    ölsem ekgibsiz ölürdüm
    ···