/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +48 -11
    Okuyacaklarınız lise yıllarımın sonuna doğru başıma gelen, tüyler ürpertici olaylardan yola çıkılarak yazılmıştır.
    ---
    Lisenin en sevilen hocalarından olan Levent hoca kimyayı bize sevdirmenin yolunu işin içine biraz gizem katmakta bulmuştu. Ona göre kimya ve pgiboloji doğru oranda karıştırıldığında insana tahmin edemeyeceği deneyimler yaşatır ve hayatını kökten değiştirirdi, anlatış tarzı hoşuma gitse bile kendisinin fazla hayalperest olduğunu düşünürdüm. Ta ki sayesinde gerçek ve hayal algım altüst olana kadar..

    ---
    Edit : Emin olmamakla birlikte geçici veya kalıcı olarak hikaye (bkz: tembel yarak) adlı hesaptan devam edecektir, teşekkürler.
    ---

    Edit/2: Kaldığımız yerden ben devralıyorum, teşekkürler.

    ---
    ···
  2. 2.
    +15 -2
    O gün kimya dersi olması gerekenden çok daha zevksiz geçmişti, eğlenceli ve heyecanlı anlatımından eser görünmeyen Levent hoca özür dileyerek lavaboya gitti, yanımda oturan ve güvendiğim tek arkadaşım olan Efeye Levent hocada bi sorun olup olmadığını sordum ;

    - Efe oğlum ben Levent hocayı daha önce hiç böyle görmedim lan, adam ilk defa bu halde bi sorun olmasın ?

    - MSB adam artık yaşlandı farkındaysan, tamam bak bende senin kadar seviyorum Levent hocayı adamın dibidir. Lakin bazen oluruna bırakıp kabullenmek gerek kanka, üzülme.

    - Lan ölmeden mezara soktun adamı sende, çıkışta bi yanına gidelim halini hatrını soralım benim içim rahat etmez böyle.

    - Kanka gidelim tamam ama boşuna endişeleniyosun bak gör.

    Levent hoca geri dönmüştü, yüzünde acı bi iyimserlik vardı. iyiyim çocuklar devam edelim diyerek derse devam etti. Son dersini işleyeceğini nerden bilebilirdik.
    ···
    1. 1.
      +15
      Hangi liseli lakin diyor amk ahahsgwgatsfwfwqgg
      ···
      1. 1.
        0
        aq sa jfhkfhqkwhfkasf
        ···
  3. 3.
    +15
    Zilin çalmasıyla çantamı sırtlanmam bir oldu, sınıftan çıkmadan Levent hocanın yanına gittim ve nasıl olduğunu sordum ;

    - Hocam pardon, yanlış anlamazsanız sizi bugün biraz rahatsız gördüm ve merak ettim.

    - Ah MSB bu devirde yanıma not istemek dışında gelen öğrenci bulmak gerçekten zorlaştı, evet biraz rahatsızım sorman beni onurlandırdı.

    - Ne demek hocam lafı olmaz, sizin gibi öğrenci halinden anlayan hoca bulmak giderek zorlaştı aslında.

    Biz sohbeti karşılıklı övgülerle devam ettirerek okuldan çıktık, Efeyse bizi arkadan takip etmekle yetindi. iyi ki de öyle yaptı..
    ···
    1. 1.
      +29
      Hoca niye mount&blade'deki karakterler gibi konuşuyo
      ···
      1. 1.
        +2
        Kardeşim helal olsun iyi yakalamissin baya guldum.
        ···
    2. 2.
      +2 -8
      Hoca niye mount&blade'deki karakterler gibi konuşuyo
      ···
  4. 4.
    +14
    Okul kapısından çıktığımızda Levent hocaya kimya ve pgiboloji arasında nasıl bir bağ olduğunu sordum, insan beyninin bir kimyası olduğunu ve doğru maddeler verildiğinde kişiyi kontrol edebilecek düzeylere erişilebildiğini söyledi.

    - Hocam yani bi iğne ve biraz kimyasal madde ile insan kontrol edilebilir ?

    - Evet ve daha fazlası, yanlış ellere geçmediği müddetçe insanlığın yararı için büyük adımlar öngörülüyor.

    - Peki hocam sizin bu konuyla nasıl bi alakanız var, deneyler falan yapıyormusunuz ?

    - Ahaha merakını giderecekse evet bu konu üzerinde çalışan bi ekip var ve ben o ekibe üyeyim.

    Diyerek güldü, benimle dalga geçtiğini düşünmemem için sebep yok. Tam karşıdan karşıya geçerken Efenin bağırışıyla arkama döndüm.

    - Hocam MSB arabaya dikkat edin.

    Diye bağırdı..
    ···
  5. 5.
    +13 -5
    Kulaklarım çınlıyordu, Efe bir görünüp bir kayboluyordu. Kafamı kaldırmaya çalıştım, galiba tahmin ettiğim gibi oldu. Peki ya ölürsem bu genç yaşımda. Üstelik hayallerim var, henüz ona aşkımı ilan edemedim, ailemi rahata erdiremedim. Kendimi kanıtlayamadım dünyaya, hayır hayır bu kadar erken değil. Kafamı son gücümle tekrar kaldırdım, Levent hoca yerdeydi başındaysa Efe. Bize çarpan aracın kaçışını izlemek mi daha kötü, yoksa Levent hocanın ailesine bu kötü haberi verecek kişi olmak mı, bilmiyorum. Ayağa kalktım zorlukla, sanırım ben sadece aracın kapısına çarptım, önemli olan Levent hocaydı.
    ···
    1. 1.
      0
      devdıbını okudum ben beyler ölmemiş
      ···
  6. 6.
    +16 -2
    Ağır adımlarla Levent hocanın yanına doğru gitmeye çabaladım, Efe kalktığımı görünce hemen koluma girdi, onu iyi olduğuma Levent hocayı görmek istediğime ikna ettim. Başına doğru eğildim, sanırım ömrü burda son bulacaktı, onunla konuşan son kişi olmanın ağırlığı üstüme ufak ufak binmeye başlamıştı..

    - MSB beni dinle, dinlemen gerek..

    - Hocam dinliyorum, yormayın kendinizi hemen bi ambulans çağırıcaz merak etmeyin.

    - Hayır MSB hayır, benim yolum buraya kadar. Cebimden defterimi çıkar, kasamın şifresi yazıyor.
    içindekileri yazan adrese zütürün, bundan kimseye bahsetm..

    Gözlerini yumdu. O an, Efeyle göz göze geldiğimiz an hayatımın bu denli değişeceğinin farkına varmıştım.

    Merak etmeyin hocam, mirasınız bana emanet..
    ···
  7. 7.
    +13 -1
    Ambulans geldiğinde etraftaki öğrenciler çoktan yas tutmaya başlamışlardı, görevli ölüm saatini kaydetti. Ben Levent hocanın telefonundan karıcım adlı kişiyi aramıştım. Nihayetinde açıldı ;

    - Alo aşkım

    - Merhaba Levent hocanın eşimi

    - Evet, siz kimsiniz

    - Şey ben öğrencisiyim, kendisi.. Kendisi bi kaza geçirdi hanımefendi..

    - Ne ? Nasıl olur, nerdesiniz Levent nasıl konuşsana !

    - Kaybettik..

    Efeye eve gitmesini ve defter olayından kimseye bahsetmemesini söyledim, ben hastaneye gidicektim.
    ···
  8. 8.
    +7
    Ambulansta Levent hocanın yüzüne uzun uzun baktım, düşündüm. Sahiden ona benziyorum, sadece o benim içimden kötülüğün çıkarılmış hali gibi..
    ···
  9. 9.
    +9
    Nihayet morga geldik, gittiğimiz hastaneyi mesaj olarak atmak iyi bir fikir olmalıydı sahiden, adının Füsun olduğunu oğrendiğim kadın, Levent hocanın eşi oradaydı.

    Sedye kapıya yaklaştıkça Füsunun gözlerinde ölüyü görmekten çok ölümü görme korkusunun olduğunu fark ediyordum, yıllarını geçirdiği anılarını depoladığı o hayat, sonunda ait olduğu yere dönmüştü. Ressamın resimlerinin yanması, müzisyenin sağır olması, hayat arkadaşının ölmesi, hemen hemen aynı olmalıydı. Ben bu durumda bir yabancı ve son görüşülen kişi olarak ne yapabilirdim, hem daha çocuk sayılırdım.

    Levent aç gözlerini lütfen, lütfen aç gözlerini..

    Teşhisini bitirdikten sonra çıktı, ağlaya ağlaya yanıma oturdu, tüm olayları benden tekrar dinledi..

    - Nasıl oldu bütün bunlar ?

    - Muhabbet ede ede yoldan geçiyorduk, arabayı fark ettiğimizde ise çok geç kalmıştık.

    - Son sözleri ne oldu Leventin, bilmem gereken birşey söyledi mi ?

    - Sizi çok sevdiğini ve laboratuvarını okula bağışladığını söyledi. Sanırım birbirimize yardım etmemiz gerekecek.

    - Levent için yaptıklarına minnettarım, ne zaman istersen arayabilirsin.

    Dedi ağlamaklı bir ses tonuyla..

    - Önemi yok, ben dahil tüm öğrencileri severdi kendisini. Sizin için de geçerli hepsi. Adınızı öğrenebilirmiyim rica etsem.

    - Füsun..
    ···
  10. 10.
    +13
    Yanından ayrılmak için kalktığımda eve bırakmak istemesi beklenmedik bir hareket değildi, lakin bugün fazlasıyla macera yaşamış olmamdan kaynaklı refleksif olarak teşekkür etmekle yetindim.

    Hava kararmak üzereydi, telefonumun hiç çalmaması sevinmemi gerektirmeyecek bir durum olurdu eskiden. Artık olabildiğince az insanla görüşüp çok düşünmek istiyordum. Efeyi aradım.

    - Efe, nasılsın ?

    - Ben iyiyim oğlum asıl sen nasılsın, ne yaptın hastanede ?

    - Karısı geldi, teşhis falan etti. Ağladı yanımda, numarasını aldım ayrıldım yanından.

    - Sordumu defterle alakalı herhangi bir soru ?

    - Son sözlerini sordu, belli ki defterden haberi yok. Onu çok sevdiğini falan söyledim. Defter sırrı yalnızca ikimizde kalmalı unutma. Karısından bile saklıyosa ciddi bi mesele bu, ben üstüne gitmekte kararlıyım. Sen ne düşünüyosun ?

    - Kanka bu yola birlikte girdik, seni yalnız bırakmam. Hem bende çok merak ediyorum lan bakalım bu işin sonu nereye varacak.

    - Adamsın, yarın okulda konuşuruz bu konuyu. Dikkat et kendine.

    - Eyvallah.

    Otobüs beklemeye başladım..
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et got
      ···
  11. 11.
    +16
    insanların pek azı içlerinde kendi muhasebelerini yaparlar, dünyaya geliş amacını sorgulamayan ne çok insan var. Önüne sunulan ile oyalanan, gerçeğe doğru adım atmayan ve boş bir hayatla ölümü tadan.. Günümüz bunun aksine gitmemizi engellemek istiyor, unutulan kısım bu kesinlikle imkansız..

    Otobüste düşünmeye biraz zamanım olmuştu, rotamı nasıl çizmeliyim ?

    Sıradan ve kolay hayatıma o kadar alışmışım ki bu denli farklılık beni korkutuyor, ama garip bi çekiciliği var. Sanırım yarın güzel bir gün olacak..

    Eve gelmiştim, kapıyı çaldım ;

    - Ah MSB nerde kaldın yavrum, merak ettim seni.

    - Arkadaşlarla takıldık anne bilirsin, bazen kafamı dağıtmam gerekebiliyor.

    - Bende öyle düşündüm ve seni küçük düşürmemek için aramadım zaten, ama bundan sonra haber ver olur mu tatlım.

    - Merak etme anne, bidaha olmaz. Odama çıkıyorum bana tabak ayırma.

    - Neden, sen hiç böyle yapmazdın. Aşık oldun dimi sonunda birine ahaha

    Kahkaha attı..

    - Olduğum an haberin olucak anne, şimdilik istifimi bozmuyorum.

    Bıyık altından güldüm..

    - iyi geceler o zaman tatlım.

    - iyi geceler anne.

    Edit : Emin olmamakla birlikte geçici veya kalıcı olarak hikaye (bkz: tembel yarak) adlı hesaptan devam edecektir, teşekkürler.
    ···
  12. 12.
    +6
    Son ders bitmişti, Efeyle okuldan birlikte çıkıyorduk ;

    - Ayselinin benimle ilgilendiğini nerden çıkardın acaba ?

    - Sene başından beri seninle tek kelime konuşmayan kız müdürün yanına gitmenle sana yakınlaşıyorsa orda bi durup düşüneceksin kardeşim.

    - Ben burda art niyet arama taraftarıyım, ya kız bizim defteri aldığımızı görmüş ve müdürün şüpheciliği üzerine önemini anlamışsa, ele geçirmek istediğini düşünmek aptallık olmaz.

    - Bence kız senin başını döndürmüş kanka, hem defter demişken ne yapmamız gerektiğine karar verdin mi ?

    - Evet adres hazır ama şifre hala muallakta.

    - Nasıl yani, müdürün aldığı kağıtta şifre yazılı değilmiydi ?

    - Hayır, sadece adresi buldum. Defteri getirmek istemediğim için bi kağıda yazdım. Levent hocanın evine gitmek için henüz erken.

    - Neyse tamam bi gelişme olursa haber verirsin, görüşürüz.

    - Görüşürüz.
    ···
  13. 13.
    +3
    Otobüs beklerken Ayselinin bana doğru geldiğini gördüm, bu kadar ısrarcı olabileceğini tahmin etmezdim doğrusu ;

    - MSB, otobüs mü bekliyosun ?

    - Durakta genelde otobüs için beklenir Ayselin.

    Biraz bozulmuştu.

    - Ay tamam canım, otobüsü biraz bekletsen benimle x caddesine kadar yürüsen nasıl olur ?

    Ayselin kesinlikle bir işin peşindeydi. Terslersem galiba hiç öğrenemeyeceğim, en azından bugün için yakın davranmalıyım.

    - Fena olmaz, anlat bakalım nedir seni yanıma getiren.

    - MSB biz sınıf arkadaşıyız farkındaysan, arkadaşlar birbiriyle vakit geçirir.

    - Eh tabi biraz geç anlamışsın bu durumu ama kabul edebilirim sorun değil.

    - E yani canım, aynı havayı soluyoruz sonuçta. Hem hava demişken senin havanda bi değişiklik var bak kızların 6. Hissi kuvvetlidir anlarız biz.

    - Madem o kadar iyisin nedenini bul bakalım.

    Diyerek topu ona attım.

    - Sana güven veren bi durum olmuş, bi amaç edinmişsin gibi. Şeytan tüyü desem hiç abes kaçmaz.

    - Eh Levent hocanın mirasını devraldım sonuçta, bunun bi bedeli olmalı.

    Diyerek kahkaha attım.

    - Nasıl yani ?

    - Sanırım x caddesi burası, kendine iyi bak.

    Yanından ayrıldım, arkamdan bişeyler söylüyordu ama bilmesi gerekenden bile fazla söylediğime eminim. Otobüsüm geliyordu, neyse ki insanlık halinden anlayan bir şoförmüş duraksız aldı beni..
    ···
  14. 14.
    +6
    Eve geldim, selam ve yemek faslından sonra kitabı incelemek adına odama gittim.

    Defterin en başından başladım, nasıl bir şifre göz önünde olabilir, sayfanın tamdıbını anlayabilmem için gerçekten iyi kimya bilgisine ihtiyacım vardı. Ama bu kadar zor değil, olmamalı.

    3 saat geçmişti..

    - Efe galiba şifreyi buldum, yarın okulda konuşuruz.

    Başımı yastığa koydum..
    ···
  15. 15.
    +10
    Pgibolojide rüyalar bilinçaltının kendini rahatlatma biçimi olarak anlatılır, örneğin rüyanızda çok korktuğunuz bir durumu görüyorsanız bu bilinçaltının bu korkudan sıkıldığını yüzleşmek ve rahatlamak istediğini gösterir. Aynı şekilde çok arzuladığınız bir durumu görmek bilinçaltınım manevi tatmini için gereklidir.

    Gözlerimi açtım, hava karanlıktı lakin alarmım çalıyordu. Anlam veremedim ama sorgulamaya vaktim olmadığından giyinmeye başladım. Annemin sesi geliyordu, sanırım bana kahvaltı hazırlıyor, yanına doğru yürümeye başladım ve gördüğüm manzara karşısında taş kesildim.

    Annem kanlar içinde yatıyordu, alnına bıçakla 9221 sayıları yazılmıştı..
    ···
    1. 1.
      +5
      hay ananın ...
      ···
  16. 16.
    +5
    Korkuyla yataktan doğruldum, alarmıma daha var. Sessizce annemin yanına gittim, rahatladım.
    Uzun zamandır bu kadar kötü bir rüya görmüyordum.

    Efeyi aradım ;

    - Günaydın, mesajımı gördünmü ?

    - Günaydın kanka, gördüm gördüm de hayırdır sen bu kadar erken aramazdın. Şifre yüzünden galiba ?

    - Doğru tahmin, okulun kapısında buluşalım. Anlatacaklarım var.

    - Tamam.

    Defteri evde bıraktım, not aldığım kağıdı aldım ve otobüs beklemek için evden çıktım..

    Okulun önüne benden önce gelmiş, yüzünden uyku akıyordu.

    - Biz dünyayı kurtaralım sen hala ayakta uyu olmuyo ahahah

    - Tabi tabi ne dünya ama, şifre meselesi olmasa gelmezdim bak bu okula gereğinden fazla yakın olmak istemiyorum.

    - Aynı fikirdeyim, karşıdaki banklara geçelim.

    Anlatmaya başladım ;

    - Defterde ilk fark ettiğim her sayfanın sonunda ufak açıklayıcı metinler barındırması oldu. Ardından metinlerde ise fark ettiğim, belli sayfaların metinleri sayılar her hususta çok önemli cümlesiyle bitiyordu.
    Defterde sayıların olduğu tüm bölümlere göz gezdirdim, denklemlerin içerisinde bolca sayı vardı lakin şifre olamayacak kadar çoktu. Sayfaların başında bulunan numaralara dikkat etmeye başladım, dikkatimi çeken sayfalarda tek sayılar numaralandırılmış çift sayılar boş bırakılmış. 1 - 3 - 5 şeklinde gidiyordu. Defterin yarısına geldiğimizde ise kaldığı sayıdan yani 9. Sayfadan geriye sayması oldu.

    - Yani 1 - 3 - 5 - 7 - 9 - 7 - 5 - 3 - 1 şeklinde öyle mi ?

    - Aynen öyle ve bende şifrenin bu olduğunu düşünüyorum, bak not aldığım kağıda bu şekilde geçirdim.

    - Galiba hedefe bir adım daha yaklaştık.

    - Sonuna kadar gitmek istiyorum.

    Okul toplanmaya başlamıştı.
    ···
  17. 17.
    +7
    Sınıfa çıkarken Efenin dürtmesiyle tam önümüzden giden Ayselin ve arkadaşının konuşmalarına şahit oldum, yanıltmadılar ;

    - Kızım bak bu çocukta bi gariplik var, sanki büyü yaptırmış gibi kendine çekiyor beni.

    - Ayselin, kızım azdınmı sen çocuk sene başından beri sizin sınıfta şimdi mi tuttu hoşlanacağın. Hem okulda dolaşan söylentilere göre Levent hoca ölürken son gören oymuş ve cebinden bir nesne almış. Pek tekin biri değil gibi bence uzak dur.

    Bu kızın söyledikleri hoşuma gitmedi..

    - Hadi ya, ciddiysen şayet ben bu çocuğu hayatta bırakmam. Hem bir dakika.. Bana Levent hocadan aldığı bir miras olduğunu söylemişti ama gülmüştü emin olamamıştım. Gerçekse tutma beni ahahaha.

    Artık buna bir dur demem gerekiyordu, bu sefer omza dokunan kişi bendim..

    - Ayselin

    Hafif korkmuş bir tavırla ;

    - MSB na.. Nasılsın ?

    - iyiyim canım seni sormalı, vaktin varsa ders başlayana kadar muhabbet edelim grupça. Hem tanışmış oluruz arkadaşınla.

    - Olur tabi.

    Camın olduğu köşeye doğru ilerledik.

    - Merhaba ben MSB.

    - Merhaba

    - Ben de Efe, memnun oldum.

    - Berna ben de, memnun oldum.

    Söze girdim ;

    - Biz Efeyle çıkışta x cafeye gidip birşeyler içicez, sizin katılmanız hoş olur.

    - Ay bilemedim şimdi, ne dersin Berna ?

    Berna pek hoşnut değildi..

    - Aslında benim çıkışta biraz işim va..

    - Ay ne olucak canım, hem çok kalmayız.

    Ayselin sorgular vaziyette bize baktı.

    - Zaten bizde çok oturmayı düşünmüyoruz.

    Diye lafa girdi Efe.

    - Tamam o zaman, ben Ayseline haber veririm. Görüşürüz.

    Deyip yanımızdan ayrıldı Berna.

    Kalanlar olarak sınıfa gidiyorduk. Efe, seni hınzır bakışlarını ihmal etmiyordu.
    ···
  18. 18.
    +6
    Gün boyu Ayselinin bakışlarına maruz kaldım, kız nasıl olurda benden hoşlanır ansızın, anlayamıyordum. Hem Bernanın bildikleri ayrı muamma, Levent hocanın kasasına ulaşmadan önce önümde duran pürüzleri temizlemeliyim.

    Son dersimiz kimya, sanırım Levent hocanın yerine başkasını çoktan atamışlar ;

    - Merhaba arkadaşlar ben yeni kimya hocanızım, ismim Nil. Bundan böyle beraberiz. Sorulara geçmeden önce ufak bir bilgi vermek istiyorum. Benden önce burda olan Levent beyi yakından tanırdım, kendisi saygıyı son derece hak eden kararlı bir öğretmendi. Lakin kendisi sonsuzluğa yelken açtı, davasını ben devraldım. Kuşkunuz olmasın derslerimiz en az eskisi kadar kaliteli geçecek.

    Sanki Levent hocadan intikam alır gibi konuşuyordu, umarım ucu bana dokunmaz.
    ···
  19. 19.
    +3 -1
    Ders bittiğinde Ayselin eliyle telefonu göstererek Bernanın geldiğini ima etti, Efeye dönüp ;

    - Hoşlanırsan Berna sende, söylememe gerek yok sanıyorum ahahaha.

    - Kız iyi hoş lakin senden pek hoşlanmıyor gibi, sanırım onunla olabilmem için seni boşamam lazım ahahahah.

    Ayselin yanımıza geldi ;

    - Siz daha çıkmadan gülmeye başladıysanız buluşma için dert edecek birşey yok demektir.

    Grup olarak Bernanın yanına gitmeye başladık.
    ···
  20. 20.
    +5
    Gittiğimiz cafe nezih bir mekandı, köşe masalardan birine geçtik. Garson siparişlerimizi aldı. Herkes çay söylemişti, çaylarımız geldikten sonra ben söze girdim.

    - Ee Berna nasılsın, Ayselin çok meraklı bi karaktere sahip olduğundan ve ilerde usta bir gazeteci olmak istediğinden bahsetti.

    Ayselin bana ne yapmaya çalışıyorsun der gibi baktı, elbette gülerek.

    - Yok canım Ayselin abartmış, henüz ne olmak istediğime karar vermedim. Ama meraklı olduğum doğrudur.

    Ayselin ;

    - Ben kızların 6. Hissinin güçlü olduğunu söylemiştim ama sende hiç fena değilmişsin MSB.

    Efe hafif bir tebessümle söze girdi ;

    - Ölümün kıyısından geçti çocuk, kalp gözü açılmıştır çoktan.

    - Abartma be oğlum, çok ufak bir mesele bu.

    Ayselin ;

    - Ayy ben o hikayeyi çok merak ediyorum, bi lavaboya gidip gelsem öyle anlatsan olur mu ?

    Efe ;

    - Ayselin bende gidicem birlikte gidelim.

    Efe yapması gerekeni unutmamış.

    - Tabi tabi siz gidin biz Bernayla bekleriz sizi.

    Masada Bernayla yalnız kalmıştık.
    ···
    1. 1.
      +1
      Pampa durma devam.
      ···