1. 1.
    +1
    evlerde bulunan bir şey.
    ···
  1. 2.
    0
    (bkz: beyler odamın muhteşem manzarası capsliii)
    ···
  2. 3.
    0
    nada söylüyor enfes olmuş binler
    ···
  3. 4.
    0
    enteresan bir klip çalışması olmuş;

    http://www.youtube.com/watch?v=cxQrSd1JfDQ
    ···
  4. 5.
    0
    sessiz ve ufak olması tercihimdir.
    ···
  5. 6.
    0
    her evde olan.
    ···
  6. 7.
    0
    nadanın bir diğer en çok dinlediğim 2.parçası
    https://www.youtube.com/watch?v=B9Oo7uAaGqk
    ···
  7. 8.
    0
    otağ kelimesinin günümüz Türkçesinde ki halidir
    ···
  8. 9.
    0
    Beyler kendime yeni oda yaptiriyorumda sizce odanin icine neler yaptirabilirim
    ···
  9. 10.
    0
    Özlem karşımda bütün gücüyle konuşuyodu. Konuştuklarını anlamıyor, sadece genel bir “car car car” sesi duyuyodum. Verimsiz bir ilk buluşmanın sonuna geldiğimi anlıyodum. Kalkıcam. Saatime baktım, bütün otobüslerim bitmiş! Şimdi taksiye binsem nefes alıcak param kalmaz sonra. Bi sn! Bi baktım ağlıyo Özlem kişisi. Sebep? Duygusal bi şey mi anlatıyodu acaba? Hiç de dinlemedim, nasıl teselli edicem. “Boşver önemli bi şey değil. Eve git yat dinlen, geçer” dedim. Aslında burada “Sus artık yat zıbar” demek istiyodu şair. Saatine baktı bu nihayet. “E sen? Senin otobüsün kalmamış” dedi. Günaydın. “Bak ne güzel konuşuyoruz ya zaman fişekleme geçmiş” dedim. Bu dedi ki “O zaman gel odamda devam edelim. Sen eve gidemezsin bu saatten sonra.” Oda mı? Ev yani? Aynı evde ikimiz bir fidan olarak? “Anan-baban nerde” dedim. “Evdeee. Ya bizim ev çok büyük. Benim odama da kimse girmez. Kapım hep kapalıdır. Anlamazlar merak etme” dedi. Şöyle bir risk haritasına baktım. Risk büyük. Ama eve taksi yapsam büyük saplıycak: 50 TL. Dinsiz bir taksiciye denk gelirsem: 70 TL. Valla gözlerim gidiyo, ben bi uyuyakalırım adam bana ist turu attırır. Bi de kız tamam konuşuyo monuşuyo ama mankenlik ya. Bu fırsatı düşünüp düşünüp ilerde kendimi jiletlemek istemiyorum. Geliyorum lan. “Tamam. Ama konuşmayalım o zaman ki içeriye ses gitmesin tamam mı” dedim. Ok.
    • **
    Bastık gidiyoruz kızın evine. Yolda bütün acil durumda yapılcakları konuştuk. “Uyurken gelmezler di mi bak” dedim onuncu kere. “Kapıyı kitlemiyorum bile. Senelerdir hiç girmediler bu gece mi giricekler” diyo. Neyse eve gelmiştik. Diz kapaklarım benle irtibatı koparmıştı. Kalbim aç kapıyı diyen bir adam gibi vücuduma vuruyodu güm güm. Heralde aç kendini heeeey, kendine gel, girme o eve diyodu. Bendeki de g.t. Analı-babalı eve giriyorum ya resmen. Hem de ilk kez buluştuğum bir kızla. Özlem kapıyı öyle bir açtı ki kapı bile duymadı. Aferim lan. Parmaklarımızın ucunda odaya girdik. Ben o kadar korktum ki parmak ucu değil, uçmuş bile olabilirim. Yalnız uçarken yolda salonlarını hafif kadrajıma almışım. Az gördüm. Bende travma etkisi yarattı bu görme. Gördüğüm kadarıyla babası TV bakıyodu. O adamla aynı evde olma hissi, ıyyyyy biraz şoka soktu bünyemi. O bir saniyelik görüntü gözümde kaldı gitmiyo. Neyse unutmaya çalıştım. Unut unut unut. Oda güzel. Ciks. Ama biraz bebe işi. 20’li yaşlardaki kızın odasında Justin Bieber olmaz, olmamalı. Belki de dalga geçmek için asmıştır canım. Derken kafamı bir çevirdim bir şok daha! Özlem full soyunmuştu! Vücudum şaşırdı, her yere deli gibi kan pompalıyo. Sonra maalesef bir şok daha geldi ve bu şokların en kötü şoku. Özlem pijamalarını giyiyodu! Giyinmek için soyunmuş köpe. Şuan üzerindeki mini mini Hello Kitty’ler bana hello diyodu. Öf çok bebe takılıyo bu da. inşallah bebek konuşması filan yapmıyodur arada. Valla yabancı evdeyim dinlemem elime geçen ilk kürekle çenesini etkisiz hale getiririm. Derken evin bütün ışıkları kapandı. Millet uyudu. Bu biraz olsun içimdeki karıncaları sakinleştirdi. Ama aşırı heycandan çok kötü çiş bastırmıştı. “Ya Özlem benim çişim geldi. Bunu hiç düşünmemiştik” dedim. Özlem “Babam biracıdır. Sık sık tuvalete kalkar” deyince benimki iyice bastırdı. Sonuç olarak bir Erikli buldu bana, “Sen yap ben gider dökerim” diyerek verdi. Kapıyı sıfır ses açmalar, çiş gelir gelmez erikli şişesini çıkarmalar… Bu kız tecrübeli mi bu konuda acaba? Baktım bi tane de leğen getirmiş. Özlem’in arkasını döndürdüm, kulaklarına pamuk tıkadım ve işleme başladım. inşallah bu işlem kızın isteğini şetmez. Milletin evinde, kızın anne babası içerdeyken ben odanın ortasında çişimi yapıyorum ya. Derken bir anda kapı bam diye açıldı! Ananı! Aynı saniye Erikli’yle birlikte yere çömdüm! Annesi ve babası; ellerinde conconlu bir pasta ve mum sürüsüyle içeri daldılar! “iyi ki doğduuuun” diye evi sallıyolardı. Işığı açsalar beni görücekler. Bundan sonra çocuğum olur mu olmaz mı diye düşünmeden bir müddet daha şişeli bir şekilde yerde oturdum. Saklanmak için maytaplar bitene kadar vaktim vardı. Ve bitiyolardı. Ses çıkarmadan toparlandım, pozisyonumu düzelttim. Yavaş yavaş şişeyle vedalaştım ve bir kenara bıraktım onu. Sürünerek masanın altına girdim. Bu arada Özlem, ana-babasının girdiği andan itibaren başlattığı çığlığını sürdürüyodu. Vaaaaaaaaaa şeklinde. Vücudum bu kadar şoku kaldıramadı. Ben masanın altında resmen ağlamaya başladım. Sessiz ağlamak da ne kadar zormuş. Böyle bir risk alınır mı ya! Niye söylemiyosun doğum günün olduğunu? Bunlar ışıkları açtı. Annesi “Kızım nooldu sana bembeyazsın” deyip duruyo. Kız konuşamıyodu bile. Düşün Özlem bu, konuşamıyo. Mumları üfliycek nefesi bile çıkmıyodu. Bu manzarayı görünce iyice tırsıyodum. Baba işkillendi tabi. “Kızım sen bi şey mi kullanıyosun” diyerek etrafı gezinmeye başladı. Babasının turlayan bacaklarını görebiliyodum. Bi kaç yeri karıştırdı bu baba denen herif. Benim oralara geldi. Bulunduğum masaya. Resmen son 2 dakkadır nefessizdim. Gözlerimi de kapadım. Gözlerimi kaparsam bulunmayacağımı düşünüyodum heralde. “Ahaa bulduuum” dedi baba! Ne? Bulundum mu? Gözlerimi açmadım. Nolursa olsun açmıycaktım. Gözüm kapalı dayak yiycektim. Beni bulmuştu O.Ç. Kapalı gözlerimden 2 damla yaşın çıkıp yanaklarımı sevdiğini hissettim. Ah canlarım. Az sonra gelecek yumruk öncesi bir teselliydi bu. Vücudum kendi kendimi teselli ediyodu. “Buldum” dedi baba, tekrardan. Babacııım deyip sarılıcam ben buna. Evet. Eğer hemen burda evlenme teklifi edersem bence sorun çözülür. Zenginler de. Sürpriz yaptım derim kızına. Doğum günü söprayzı. Bir de doğum günü marşı söylerim tamam. Ama baba bambaşka bir şey söyledi: “Bizim kız bira içiyomuş annesi! Ba ba hem de Erikli şişesinde! Çaakaaal.” Nnnnney oldum. Gözlerimi açtım. Yerde duran Eriklim yukarı doğru kalkıyodu. “Kızım bu sıcacık. Sıcak olmaaaz. Dur sana bi bardak, bi de buz getiriyim. Zulalamış ya. Hahaha” diyo. Ne birası yaa. Baba mutfağa… Annesi başladı şimdi edebiyata: “Kızım bizden korkmana gerek yok. Bira içebilirsin. Bu normal. Sen bizim tek çocuğumuzsun, sana kıyabilir miyiz. Seni her zaman özgür bıraktık. Yeter ki bize anlat, bilgimiz olsun.” Anlatma sakın salak kız. Gaza gelir valla bu; masanın altında bi erkek var, demin eve attım der. Hem zengin, hem de tek çocuk çünkü. Oh. Başka? Bundan her şey beklenir.
    Zengin baba geldi. Elinde buzlu bir bardak şeyle. Özlem’in eline verdi bardağı. “Gel senle karşılıklı içelim kızım” dedi. Benden ter boşalıyo. Ter bezlerim de haklı, böyle heycana ter bezi mi dayanır. “Vay be. Küçücük kızım 16’sına basıyo” dedi babası! Neyy oldum. Bu kız en az 22 gösteriyodu! Ben bu kızı keşke biraz dinleseymişim ya. Bu adam beni kesinkes keser. Zaten zengin, yatmaz da içerde. Evlenme teklifi de yemez buna. Özlem ağlamaya başladı. “Özür dilerim babacım. Ben çok kötü bi şey yaptım” dedi, adama sarıldı. Ulan söyliycek mi acaba? Bu neydi şimdi? Ne çok kötüsü? Lütfen söyleme Özlem. Baba, “Kızım bu kötü bi şey değil, içebilirsin. Şşşşşş” dedi. Ana, “Hadi iç bi yudum bakalım görsün baban da” dedi. içme. Hayıııır.
    Tam o sırada kapı çaldı! Resmen Allah tarafından çaldırıldı. Av yes. Ana-baba kapıya koşunca 10 kilo hafifledim. Meydan boşalınca Özlem bardağı ilk saksıya boşalttı. Kurtulmuştuk. Yine ağlıyodum ama bunlar sevinç gözyaşlarıydı. Ağlamak istiyordum ve ağlıyordum sayın seyirciler. Bi saniye kapı bu saatte niye çaldı ya? Kim gelebilir ki? Birden içeri insan akın etti! Bir sürü ayak görüyorum! Ayak ayak ayak ayak… Bir ayak, “Kalk dayıcım kalk. Bu gece uyumak yok. Sabaha kadar parti yapıcaz” dedi. Diğer ayak, “Özleeem, canısııı. Bak kuzişlerini getirdim. 16 mı oldun sen teyzecim” dedi. Öteki ayak, “Yengecim doğum günün mucuk kutlu mucuk olsun. Büyük dayın da gelicek birazdan, mesaiye kaldı. Bu aralar polisler çok çalışmak zorunda kalıyo biliyosun” dedi. Polis mi? Özlem gürültülü bir şekilde ağlıyodu. Bunların sevinç gözyaşları olmadığını anlayan ahali sustu. Dayılar, teyzeler, amcalar, gardaşlar, herkes sustu. Özlem, “Ben bunların hiçbirini hak etmiyorum” dedi. işte benim bittiğim andır. Baba, “Kızım neyin var, anlat, korkma” dedi. işte geliyo. Özlem, “Ben hamileyim” dedi! O kadar şaşırdım ki masayı delip çıkıcaktım ortaya! Lan sen ne hamilesi. Pardon. Özlem ciddiydi. Taşlar şimdi yerine oturuyoooo… Tabi ya. Bu kızın dinlemediğim ağlak konuşmasında bu da vardı. Bana hamile olduğunu söyleyip ağlamaya başlamıştı. Sonra yalnız ve çaresiz hissedip beni odasına davet etti. Ulan kız hamileyim demiş, ben “Boşver eve git yat geçer” dedim. Bi saniye babası ağzını açtı. Aha dayak geliyo. “Kızım” dedi… Büyük bir sessizlik. “Seninle gurur duyuyorum… Dede oluyorum bee, bu gece uyumak yok…” Eeeeeh yetti be! Masanın altından fırladım çıktım dışarı! Bi kaç kişiyi korkutup kalp krizi geçirttikten sonra babaya yöneldim. “Ulan ne geniş adamsın be! Kızın eve gece 2’de gelir ses etmezsin. 16 yaşında bira içer, bravo kızım dersin. Baba hamileyim der kutlama yaparsın… Sen nasıl babasın be!” Ortama büyük bir şaşkınlık hakimdi. Baba koşa koşa üzerime atladı. Mcuk, mcuk… “Damadıııım!”
    Tümünü Göster
    ···
  10. 11.
    0
    Bizim evde var 3 tane
    ···
  11. 12.
    +2
    Buz gibi kalkamıyorum
    ···