1. 12751.
    +11
    ..yastığa yapışan kafamı güçlükle kaldırıp ayıldığımda, saat gece yarısını biraz geçmişti..

    Ağzıma girmiş saçları yüzümün önünden kovaladım, ruhen, fiziken, zihnen berbat hissediyorum..bir kaç saat sonra, dönemin ilk vize sınavına girecek olan bir öğrencinin olması gereken en son durumda olabilirim her halde..

    Bu akşam üstü yaşadıklarımın rüya olması için dua ediyorum bir yandan da..uyuyakalmışım, aslında oraya, o buluşmaya hiç gitmemişim.. üzerimdeki kot pantolon ve gömlek ise yalancı çıkarmaya uğraşıyor beni,
    “gittin tsigalko..ve görmeyi istediğin en son kişiyi gördün orada..”

    Nilay..

    Bu nasıl olabilir lan..
    o kadar büyük bir şok geçirmiştim ki, bırakın malum kişiyi sorgulamayı, daha karşısına bile geçememiştim.. kaçmıştım resmen.. bozguna uğrayan ordular gibi…bütün atıp tutmalarım, laf kalabalıklarım, çil yavrusu gibi dağılıvermişti.. dizlerim boşalmıştı.. tavşan avına giderken boz ayıyla karşılaşan acemi bir avcı gibiydim..
    dört nala kaçmıştım o sahneden.. kendimi evime, yatağıma zor atmıştım..

    nasıl…

    neden…

    neden nilay?..

    seni sevmekten ve yıllarca, iyiliğini isteyen bir dosta yaraşır şekilde davranmaktan başka ne yaptım ben? Bilerek, ya da bilmeden..ne yaptım da sana hayatımı zindan ettin bana..
    ne yaptım nilay?

    Bütün yaşadıklarımız, gülüşlerimiz, beraber ağlayışlarımız, sarılışlarımız…acısıyla, tatlısıyla yan yana, kah omuz omuza, kah sırt sırta geçirdiğimiz iki küsür yıl…hepsi mi yalandı yani? Gözlerimin içine bakıp gülümserken, elini omzuma atıp sıvazlarken, koluma girip kordonda turlarken.. hiç mi gocunmadın.. hiç mi vicdan azabı hissetmedin.. nasıl bunca zaman, böylesine rol yapabildin?..
    ···
   tümünü göster