0
15 gün düzenli olarak işe gidip geldim
depocudan ilk gün özür dileyip sonra yanına bile inmedim
peder ne derse yaptım
aklım sıra ona bi kaç fikir verdim
baba şunu şöyle yapsak daha güzel olmaz mı diye
hiç birisini beğenip uygulamasa da yine de çabalarımdan memnun gözüküyordu
zaten çalışmıyor iken bile şirket elemanı gibi gösterilip
harçlığımı maaş olarak bankadan çekiyordum
15 günlük sürede maaş alım süresi geldiği için her zaman aldığım harçlıktan daha fazlasının yatmış olduğunu gördüm
15 gün sonra yine zütüm başım oynamaya başladı
bana göre değildi amk bu iş
bi gibim yapamıyordum
para yiyemiyordum
sağda solda fink atamıyordum
gezemiyordum
gençtim lan ben
hemde zengin genç
bu yaşta karı kızla para yemicektim de ne zaman yiyecektim
hemen anneme dert yanmaya başladım
çok yoruluyorum uyuyamıyorum ,arkadaşlarımı göremiyorum gençliğim gidiyor diye
kimse dinlemedi beni
arasıra akşamları yorgun olmadığım zamanlar tek takıldığım kişi kadir di
aslında istesem şirkettekilerle çıkardım ama ne bilim onlarla takılmak yerine sadece makara yapmak geliyordu içimden
kadir de burcudan fırsat bulunca takılabiliyordu benimle
peder bey yıllık olağan tatili için annemle beraber bodruma gitmek üzere hazırlıklara başladığı sırada
benimle konuşma ihtiyacı duydu
-bak oğlum biz tatile gidiyoruz. eğer gelinceye kadar vukuat işlemezsen istediğin yerde tüm tatil masraflarını ben karşılayacağım dedi
lan zaten hep o karşılıyordu
ayrıca benden bir isteği daha vardı şirkette hiç kimsenin işine karışmamam
buna gerekçe olarak da
kendisinin gerekli kısım müdürlerine gerekli emirleri vermiş olduğuydu
yani ben 2 hafta ot gibi gidip ot gibi gelicektim şirkete
zaten babam varken de bi gibim yapmadığım için pek bi değişiklik olmayacaktı
babamın tek korkusu şirkete gidip babamın yaptığı işleri tek başıma yapmaya çalışarak herkese emirler vererek iç huzuru bozmamdan korkmasıydı
hadi dedim eyvallah
şirkete gitmeye devam ettim
herkes zaten işini biliyor ve günlük yapması gerekenleri yapıyordu
benim tek yaptığım babamın odasında kahve içmek çıkıp yemek yemek arasıra şirketi gezmekti
ister istemez geçen zaman içerisinde pek kimseye karışmadığım için bana olan ön yargıları da azaldı personelin
özellikle müdürlerle oturup konuşabiliyor olmuştum
öğlen yemek aralarında gidilen restoranda bizimle otur diyenlerin sayısı da çoğalmıştı
peder bey de sırf benim de gönlüm olsun diye arıyor
-var mı bi yaramazlık diye soruyordu ama eminim ki diğer personele benim oğlan size yanlış yaptımı diye daha çok soruyordu
iki hafta sorunsuz geçerken babamlar geri döndü
bu iki haftalık süre zarfında ne dışarı çıkıp içtim
ne de gizli gizli araba sürdüm ehliyetsiz
babamların istediği bir evlat haline gelme yolundaydım ama çok sıkıcıydı
iş hayatı yeni ortamları da beraberinde getirdi
şirket çalışanlarının kahve içmeye davetlerine topluca iştirak edip
gülüp eğlenebiliyorduk
bana patron oğluymuşum gibi davranmaya devam etmeleri pek hoşuma gitmemeye başlaması
ve hiç tipim olmayan bir stajer kızın bana gizliden gizliye asılıyor olması da bu ortamdan yavaş yavaş soğumama neden oldu
ben nereye gitsem o da geliyordu amk
şahine diye kız ismi var mı bilmem ama şahin k nın kız versiyonuydu
eğer şirkette başka bir kızla kazara konuşursam
o kızın hayatını söndürecekmişim hissi uyandırıyordu şahine k bende.
şirketçe yemek yemek için gittiğimiz restoranda küçük tatlı bir kız vardı
sinirlenince ve çok yoğun çalışmaktan yorgun düşünce o kadar tatlı oluyor du ki
onu sinirlendirmek için elimden geleni yapıyordum
mesela
-kokoreç var mı diyordum
-yok beyefendi bizde bulunmaz diyordu
bir miktar para uzatıp
-şurdan bi koşu alıver gel diyordum
şirket çalışanları bu makara yapışıma bayılıyorlardı gülmekten ama
kız oldukça şikayetçiydi
tüm sinirli tatlılığı ile bana bakıyor
-siz bişey yemiceksiniz herhalde diyordu
-tamam o zaman öğlen ne yediysen aynısından bana da getir diyordum
elemanlar da bir gün sana zıkkım getirirse hiç şaşırma diye eğlendiriyordu ortamı
ama beni en eğlendiren insan kadirdi
adam kızdığı zaman saklamak yerine açık açık sövüyordu suratıma
ki bana ondan başka sövebilen de yoktu
en delikanlısı oydu bu çevrenin
en azından o dönemki yalaka çokluğunda
peder geldi şirketin başına yine geçti
benim de doğum günü yaklaşıyordu
babam ya hemen gitmemi yada doğum günümden sonra gitmemi istedi tatile
çünkü bu doğum günümde yanlarında olmamı istediğini söyledi
bu durumu anneme sorduğumda babamın bana bir sürprizi olduğunu söylemesi
benim işte, şirkette ve genel olarak babama karşı öncekilere oranla daha dikkatli olmamı sağladı
genellikle attığım her adımı bildiriyordum ki
bildiğim kadarı ile babamın çok hoşuna giden bişeydi
geceleri pek dışarı çıkmadığım
araba kullanmadığım
ve eski zengin binlerinin gerek kaza yapışım dolaylarındaki ziyaretsizlikleri gerekse genel olarak beni aramayışlarına kızışımdan dolayı
kadirle takılıyordum akşam üzerleri ve hafta sonları
nargile kafeye gidip tavla oynamak
daha doğrusu tavla oynarken benim yaptığım yada yapmaya çalıştığım hilelerle gün eğlenceli geçebiliyordu
bazen kadir burcuyu da yanına getiriyor
böyle yaptığı zamanlar ben biraz oturup hesabı ödedikten sonra onları yalnız bırakıyordum
burcu bana da bir kız arkadaş bulmayı kadirin tüm ısrarlarına rağmen istemiyordu
çünkü bana karşı olan bir önyargıya sahipti
eskiden kalma alışkanlığım olan kendimi çok övme
herşeye sahibim tripleri
ilerde patron olcam edası ile gezmemden pek hoşlanmazdı burcu
ayrıca burcuya göre ben kızlarla aşk için değil gönül eğlendirmek için çıkarmışım
haksız da sayılmazdı
çünkü 3.müz otururken yan masada oturan kız olursa
onlara gözümü ayırmadan bakar
ve bana ilk bakışlarında
-utanmıyor musunuz kızlar bizi dinlemeye derdim
-ne dinlemesi beeeee diye aptalca tepki vermeleri
nedendir bilinmez benim için en büyük eğlencelerden birisiydi
eğer devam ederlerse
-buldunuz tabi zengin ve yakışıklı çocuğu bakarsınız diye takılmaya devam edişim ile
genellikle masamda oturan kişiler rahatsız olur
benim utanmam gerekirken onlar utanırdı
-haha sen mi yakışıklısın diye tepki verirler
yada
-üff ne diyon be salak diye sırtlarını dönerlerdi
kadir bazen gülebiliyordu bunlara ama burcu hiç hoşlanmaz hatta özür dilerdi kızlardan benim adıma
bir çok kez de garsonlardan uyarı alırdım ama sürekli verdiğimi bildikleri bahşişler sayesinde kovmazlardı
yakışıklılık konusuna gelince giderim vardı gençler bakmayın siz o zillilerin sinirle söyledikleri sözlere
normal asılsam maksimum 3 gün koşumluk dirençleri olur bana karşı
zaten genelde de o kadar sürer istediklerim ama
aşk benim için sadece iyi senaryolanmış hikaye ve filmlerde olan bişeydi
çok sevdiğimi sandığım kızlarla beraberken
izlediğim filmlerde bahsedilen hisleri bir türlü hissedemiyor oluşumdan dolayı zaten çok uzaktım aşka
çok kızla çıkmış oluşum içerisinde
en uzun süreni 4 ay olmuştu
bu kadar sürmesine tek sebeb ise sanırım yurt dışı dil eğitimi için kızdan 3 aylık ayrı kalışımdı
geldikten 5 gün sonra da ayrıldık zaten
ayrılık sebeblerini anlatmaya kalksam bir sürü entrika çıkar ama
ben bana yapılan trip karşısında güçlü duramayan bir yapıya sahiptim
bu bir şekilde giderilebilirdi belki ama çok çabuk sıkılıyor olmam da doğru kişilerle çıkmamış oluşumla alakalı olabilirdi
bi de kızlarla karşılıklı olarak çok sabırsızdık birbirimize karşı
ben sevişmek için yeterli tanışmaya sabredemiyordum
onlar genel olarak benim dalga geçişime ve ciddiyetsizliğime
aşk hiç gelmedi
bembeyaz bir sayfaydı kalbimde
bende pek bembeyaz kalpli bir insan sayılmazdım
belkide kalbimin tek boş sayfası
hayatımın tek eksiğiydi
bu kadar hayta oluşuma bir sebebde gerçekten peşinden koşulacak
filmlerdeki gibi uğruna düşünülmeden fedakarlıklar yapılabilecek birisi henüz çıkmamıştı karşıma
ki karşıma çıkanlara yaptığım fedakarlıkların bile karşılığını alamıyordum
karşılıktan kasıt altıma yatmaları değil
bahsedilen aşkı bir tutam hissettirmeleriydi
bir sihir olmalıydı
gözlerinde
gülüşünde
ne bilim lan
aşk kalple hissedilen bir organsa
kalbin varlığını hissettirmeliydi bi kaç ekstra kan pompalayarak en azından
Tümünü Göster