1. 1.
    0
    15 gün düzenli olarak işe gidip geldim
    depocudan ilk gün özür dileyip sonra yanına bile inmedim
    peder ne derse yaptım
    aklım sıra ona bi kaç fikir verdim
    baba şunu şöyle yapsak daha güzel olmaz mı diye
    hiç birisini beğenip uygulamasa da yine de çabalarımdan memnun gözüküyordu
    zaten çalışmıyor iken bile şirket elemanı gibi gösterilip
    harçlığımı maaş olarak bankadan çekiyordum
    15 günlük sürede maaş alım süresi geldiği için her zaman aldığım harçlıktan daha fazlasının yatmış olduğunu gördüm
    15 gün sonra yine zütüm başım oynamaya başladı
    bana göre değildi amk bu iş
    bi gibim yapamıyordum
    para yiyemiyordum
    sağda solda fink atamıyordum
    gezemiyordum
    gençtim lan ben
    hemde zengin genç
    bu yaşta karı kızla para yemicektim de ne zaman yiyecektim
    hemen anneme dert yanmaya başladım
    çok yoruluyorum uyuyamıyorum ,arkadaşlarımı göremiyorum gençliğim gidiyor diye
    kimse dinlemedi beni
    arasıra akşamları yorgun olmadığım zamanlar tek takıldığım kişi kadir di
    aslında istesem şirkettekilerle çıkardım ama ne bilim onlarla takılmak yerine sadece makara yapmak geliyordu içimden
    kadir de burcudan fırsat bulunca takılabiliyordu benimle
    peder bey yıllık olağan tatili için annemle beraber bodruma gitmek üzere hazırlıklara başladığı sırada
    benimle konuşma ihtiyacı duydu
    -bak oğlum biz tatile gidiyoruz. eğer gelinceye kadar vukuat işlemezsen istediğin yerde tüm tatil masraflarını ben karşılayacağım dedi
    lan zaten hep o karşılıyordu
    ayrıca benden bir isteği daha vardı şirkette hiç kimsenin işine karışmamam
    buna gerekçe olarak da
    kendisinin gerekli kısım müdürlerine gerekli emirleri vermiş olduğuydu
    yani ben 2 hafta ot gibi gidip ot gibi gelicektim şirkete
    zaten babam varken de bi gibim yapmadığım için pek bi değişiklik olmayacaktı
    babamın tek korkusu şirkete gidip babamın yaptığı işleri tek başıma yapmaya çalışarak herkese emirler vererek iç huzuru bozmamdan korkmasıydı
    hadi dedim eyvallah
    şirkete gitmeye devam ettim

    herkes zaten işini biliyor ve günlük yapması gerekenleri yapıyordu
    benim tek yaptığım babamın odasında kahve içmek çıkıp yemek yemek arasıra şirketi gezmekti
    ister istemez geçen zaman içerisinde pek kimseye karışmadığım için bana olan ön yargıları da azaldı personelin
    özellikle müdürlerle oturup konuşabiliyor olmuştum
    öğlen yemek aralarında gidilen restoranda bizimle otur diyenlerin sayısı da çoğalmıştı
    peder bey de sırf benim de gönlüm olsun diye arıyor
    -var mı bi yaramazlık diye soruyordu ama eminim ki diğer personele benim oğlan size yanlış yaptımı diye daha çok soruyordu
    iki hafta sorunsuz geçerken babamlar geri döndü
    bu iki haftalık süre zarfında ne dışarı çıkıp içtim
    ne de gizli gizli araba sürdüm ehliyetsiz
    babamların istediği bir evlat haline gelme yolundaydım ama çok sıkıcıydı
    iş hayatı yeni ortamları da beraberinde getirdi
    şirket çalışanlarının kahve içmeye davetlerine topluca iştirak edip
    gülüp eğlenebiliyorduk
    bana patron oğluymuşum gibi davranmaya devam etmeleri pek hoşuma gitmemeye başlaması
    ve hiç tipim olmayan bir stajer kızın bana gizliden gizliye asılıyor olması da bu ortamdan yavaş yavaş soğumama neden oldu
    ben nereye gitsem o da geliyordu amk
    şahine diye kız ismi var mı bilmem ama şahin k nın kız versiyonuydu
    eğer şirkette başka bir kızla kazara konuşursam
    o kızın hayatını söndürecekmişim hissi uyandırıyordu şahine k bende.
    şirketçe yemek yemek için gittiğimiz restoranda küçük tatlı bir kız vardı

    sinirlenince ve çok yoğun çalışmaktan yorgun düşünce o kadar tatlı oluyor du ki
    onu sinirlendirmek için elimden geleni yapıyordum
    mesela
    -kokoreç var mı diyordum
    -yok beyefendi bizde bulunmaz diyordu
    bir miktar para uzatıp
    -şurdan bi koşu alıver gel diyordum
    şirket çalışanları bu makara yapışıma bayılıyorlardı gülmekten ama
    kız oldukça şikayetçiydi
    tüm sinirli tatlılığı ile bana bakıyor
    -siz bişey yemiceksiniz herhalde diyordu
    -tamam o zaman öğlen ne yediysen aynısından bana da getir diyordum
    elemanlar da bir gün sana zıkkım getirirse hiç şaşırma diye eğlendiriyordu ortamı
    ama beni en eğlendiren insan kadirdi
    adam kızdığı zaman saklamak yerine açık açık sövüyordu suratıma
    ki bana ondan başka sövebilen de yoktu
    en delikanlısı oydu bu çevrenin
    en azından o dönemki yalaka çokluğunda
    peder geldi şirketin başına yine geçti
    benim de doğum günü yaklaşıyordu
    babam ya hemen gitmemi yada doğum günümden sonra gitmemi istedi tatile
    çünkü bu doğum günümde yanlarında olmamı istediğini söyledi
    bu durumu anneme sorduğumda babamın bana bir sürprizi olduğunu söylemesi
    benim işte, şirkette ve genel olarak babama karşı öncekilere oranla daha dikkatli olmamı sağladı
    genellikle attığım her adımı bildiriyordum ki
    bildiğim kadarı ile babamın çok hoşuna giden bişeydi
    geceleri pek dışarı çıkmadığım
    araba kullanmadığım
    ve eski zengin binlerinin gerek kaza yapışım dolaylarındaki ziyaretsizlikleri gerekse genel olarak beni aramayışlarına kızışımdan dolayı
    kadirle takılıyordum akşam üzerleri ve hafta sonları
    nargile kafeye gidip tavla oynamak
    daha doğrusu tavla oynarken benim yaptığım yada yapmaya çalıştığım hilelerle gün eğlenceli geçebiliyordu
    bazen kadir burcuyu da yanına getiriyor
    böyle yaptığı zamanlar ben biraz oturup hesabı ödedikten sonra onları yalnız bırakıyordum
    burcu bana da bir kız arkadaş bulmayı kadirin tüm ısrarlarına rağmen istemiyordu
    çünkü bana karşı olan bir önyargıya sahipti
    eskiden kalma alışkanlığım olan kendimi çok övme
    herşeye sahibim tripleri
    ilerde patron olcam edası ile gezmemden pek hoşlanmazdı burcu
    ayrıca burcuya göre ben kızlarla aşk için değil gönül eğlendirmek için çıkarmışım
    haksız da sayılmazdı
    çünkü 3.müz otururken yan masada oturan kız olursa
    onlara gözümü ayırmadan bakar
    ve bana ilk bakışlarında
    -utanmıyor musunuz kızlar bizi dinlemeye derdim
    -ne dinlemesi beeeee diye aptalca tepki vermeleri
    nedendir bilinmez benim için en büyük eğlencelerden birisiydi
    eğer devam ederlerse
    -buldunuz tabi zengin ve yakışıklı çocuğu bakarsınız diye takılmaya devam edişim ile
    genellikle masamda oturan kişiler rahatsız olur
    benim utanmam gerekirken onlar utanırdı
    -haha sen mi yakışıklısın diye tepki verirler
    yada
    -üff ne diyon be salak diye sırtlarını dönerlerdi
    kadir bazen gülebiliyordu bunlara ama burcu hiç hoşlanmaz hatta özür dilerdi kızlardan benim adıma
    bir çok kez de garsonlardan uyarı alırdım ama sürekli verdiğimi bildikleri bahşişler sayesinde kovmazlardı
    yakışıklılık konusuna gelince giderim vardı gençler bakmayın siz o zillilerin sinirle söyledikleri sözlere
    normal asılsam maksimum 3 gün koşumluk dirençleri olur bana karşı
    zaten genelde de o kadar sürer istediklerim ama
    aşk benim için sadece iyi senaryolanmış hikaye ve filmlerde olan bişeydi
    çok sevdiğimi sandığım kızlarla beraberken
    izlediğim filmlerde bahsedilen hisleri bir türlü hissedemiyor oluşumdan dolayı zaten çok uzaktım aşka
    çok kızla çıkmış oluşum içerisinde
    en uzun süreni 4 ay olmuştu
    bu kadar sürmesine tek sebeb ise sanırım yurt dışı dil eğitimi için kızdan 3 aylık ayrı kalışımdı
    geldikten 5 gün sonra da ayrıldık zaten
    ayrılık sebeblerini anlatmaya kalksam bir sürü entrika çıkar ama
    ben bana yapılan trip karşısında güçlü duramayan bir yapıya sahiptim
    bu bir şekilde giderilebilirdi belki ama çok çabuk sıkılıyor olmam da doğru kişilerle çıkmamış oluşumla alakalı olabilirdi
    bi de kızlarla karşılıklı olarak çok sabırsızdık birbirimize karşı
    ben sevişmek için yeterli tanışmaya sabredemiyordum
    onlar genel olarak benim dalga geçişime ve ciddiyetsizliğime
    aşk hiç gelmedi
    bembeyaz bir sayfaydı kalbimde
    bende pek bembeyaz kalpli bir insan sayılmazdım
    belkide kalbimin tek boş sayfası
    hayatımın tek eksiğiydi
    bu kadar hayta oluşuma bir sebebde gerçekten peşinden koşulacak
    filmlerdeki gibi uğruna düşünülmeden fedakarlıklar yapılabilecek birisi henüz çıkmamıştı karşıma
    ki karşıma çıkanlara yaptığım fedakarlıkların bile karşılığını alamıyordum
    karşılıktan kasıt altıma yatmaları değil
    bahsedilen aşkı bir tutam hissettirmeleriydi
    bir sihir olmalıydı
    gözlerinde
    gülüşünde
    ne bilim lan
    aşk kalple hissedilen bir organsa
    kalbin varlığını hissettirmeliydi bi kaç ekstra kan pompalayarak en azından
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster