1. 226.
    0
    hepiniz aşağı yukarı biliyorsunuz aşk nedir.
    bilmeyen binlere anlatayım; anlık birşey.
    garantisi verilmez. saz çalmayı öğrenmek, yazı yazmak,
    kitap okumak gibi değildi ki kitap da okuyunca hayata dair hiç birşey yoktu.
    hiç bir gerçek hayatta yaşanılan anılar, kağıda geçtiğinde saf kalmazdı.
    kirlenirdi illâ.
    hayata dair bulabilceğiniz tek şey, bir kitapı okuyup bitirdikden sonra
    "bu da bu kadarmış.." dediğiniz andır.
    herşey illâ ki biter, herşey bi yere kadardır.
    kitaplarda dizilerde, tarih çarpıtılır,
    aşk abartılır,
    herkes kimsesiz kalırdı.
    ben bu yazdıklarımı düşünürken. o da yanımda kalkmaya hazır beklerken
    zil çaldı.
    mecburi ayrılık vardı yani. en azından bir süre
    - nereye gidiyorsan beraber gidelim dedim.
    yüz ifadesinden dediğimin hoşuna gittiğini anladım.
    - seninle kalıcam dedi
    - benimle kal dedim.
    ellerimiz herşeye rağmen birleşti. okul bitiminde vedalaştıktan sonra
    babası gelip zütürdü kızı. ben otobüste yeniden denizle kaldım.
    olabildiğince uzakda durmaya çalıştım
    zaten selinde rahat bırakmıyordu telefondan başımı kaldırayım
    - denize yakın oturma
    - denizle konusma
    - deniz sana bakıyomu
    her cümlesinin içinde ayrı ayrı bile olsa "d,e,n,i,z" harflerini bulabilirdiniz.
    beni kıskanması, yersiz de olsa hoşuma gidiyordu.
    kıskanılmak herkesin hoşuna gider olm.
    ···
   tümünü göster