0
denizde uğramadı yanıma zaten. bende giblemedim.
daha doğrusu telefona bakmaktan gibleyemedim.
günler günleri kovaladıkca bilinçaltımda "denizin gözlerini ara ve boğul orada" komutu gitmişti.
bunun esas temeli, sağlıyanı, yaratıcısı, selin idi.
fakat teşekküre yabancı ilkel bir kişiliğim oldugundan hiç söylemedim bunu ona.
birgün okuldan çıkarken
- size gelmek istiyorum dedi
- napıcaz ki bizde dedim
- bilmem dedi
bunları bi yerden hatırlıyordum. çok eskiden...
- gel dedim.
sözleştik ve babasına bi yalan söyleyip akşam geliceğini söyledi
otobüs durağında el ele idik. deniz arkadaydı fakat kafamı geriye çevirdiğim an,
selin gözlerinden süpermanin cıkardığı ışınlardan çıkarıp kafamı koparabilceği için
döndürmedim kafamı.
zütümde yemedi zaten
otobüse bindik. ona öncelik tanıyıp.
arkasından biz binip onun görebilceği bi yere oturtturdu bizi.
ben hala uyanamamıştım işe.
beni her zamankinden daha fazla öpüyor,
sarılıyo
ellerimle oynuyo
boynumu öpüyodu.
bende karşılık veriyordum elbet. o kadarda öküz değiliz
belli ki kıskandırmaya çalışıyordu.
liseli aşıklar öpüşüyorlar bunları otobüsten atalım diyemiycek kadar cok az insan vardı
onlarda kendi kafalarında idi.
o yüzden rahatdı selin.
denizin iniceği durağa geldik. araba durdu. sonra yola devam etti.
selin kafasını geriye çevirdi.
neden diye soranlar olursan deniz inmiş mi diye?
inmiş miydi?