0
Evet, sizde doğru tahmin ettiniz, deniz.
kalktı biz gidince. boynuma atıldı. omuzlarıma değer ellerini,
bir çok kişinin neresine değdiğini hesaplıyarak. kaldırdım
- ne ağlıyorsun dedim
- benden farklı mı bu sanıyorsun dedi
- anlamadım dedim
- ya anlamıcak birşey yok saçmalıyor diye lafa girdi selin.
- sen sus ben en azından tugayı kaybettiğime pişmanım. sen bile bile yapıyorsun dedi
- bana biri açıklasın ne olduğunu dedim hafif yüksek bir ses tonuyla.
- birşey yok diye yatıştırmaya çalıştı ortamı.
- sende huur değil misin tugayla çıkarken bir başkasıyla daha çıkmıyor musun dedi deniz.
- yok öyle birşey diye cevap verdi selin.
köşe çekilmiş izliyordum onları.
istediğim kız, bu değildi artık.
inansa mıydım?
inanmamak için ne yapıcaktım.
deniz beni aldatan, mutsuzluğa süren bir kızdı.
selin beni o mutsuzluktan çıkaran bir kızdı.
daha bugün benimle güldü. anlamadığım buydu,
birine gülüyorsunuz, çok içten gülüyorsunuz
ama ertesi gün bir başkasına gülüyorsunuz.
- senle biz iddaya girmedik mi sen tugayla çıkamazsın diye dedi deniz
selin cevap vermedi
- neden beni sevemezsin ki dedin o kadar dedim
- benden ayrılman, senden ayrılmak için. ama ayrılmak istemedin. dedi
- gibtirin gidin be dedim.
ikiside aptal aptal suratıma baktı
- gibtirin gidin be! diye bağırdım.
girdim eve kapıyı kilitledim. zile bastılar.
kapıyı tıkladılar açmadım.
bir yarım saat sonra aşağı yukarı kapıdaki sesler kesildi.
zile basmalar bitti, kapıyı tıklamalar ile birlikte.
indim aşağı. sigara almaya gittim.
sigaraya başlıcaktım bundan sonra, o gün bugündür sigara içerim.