+2
aramızda genç arkadaşlarımız varsa ailelerin verdiği tavsiyelerin
biraz daha farklısını vericem.
en sevdiğim spor futbol. 15 yaşında daha ciğerlerim olmamıs iken
sigara içmeye başladım. cocukluk hevesi, özentilik, aşık genç triplerinde iken
içebildikce cok içtim. belki bu zamanlarda içtiğimden daha cok iciyodum
ciğerleri tükettik. birde cok fazla kaliteli sigaralar içmiyordum.
kömür içiyodum bildiginiz eskiden amk.
çok hızlı koşarım. futbolda da koşunun önemi tartışılmaz amk.
ama ciğerleri tükkettiğimiz için artık en fazla 3 dakika depar atıp
5 dakika dinleniyorum. oyun bensiz sürüyor, yaşıtlarımdan
azar yiyorum. koşsana amk diyenleri çekiyorum
velhasıl kelam; siz siz olun, bırakın sigarayı.
bir kez daha bir çok kişiyle aldatıldım.
bir kez daha üzülüyorum.
bir kez daha aynı yatakta, aynı yastığa sarılıp ağlıyorum
herşey hüzündü.
duvarlarımın bilekleri de benimle beraber kesildi,
beraber kanadık ilk kez bir başkasıyla
ağlıyordum. çok ağlıyordum.
gözlerimden akan yaşın haddi, hesaba dönüşse.
herhalde 2006 yılından şu ana kadar dayak yerdim hayatın en elit restorantlarından birinde
sonra o geldi.
liza.. gözleri elaya yakın, saçları düz, uzun bir yol gibi adeta.
yüz kıvrımları aşkın elinde binbir asır bekletilmiş,
bekledikce güzelleşmişti.
kokusu yoktu.
ailesi, yoktu.
telefonu, yoktu.
adresi, yoktu.
ama bir sarılması vardı, bir hissettirmesi vardı kendini
işte o da hiç kimse de yoktu.
hiç yadırgamadım kim oldugunu. hiç sormadım
hiç şaşırmadım geldiğine.
sanki cok uzun bir yoldan gelmiş bir misafiri bekliyor gibiydim
ve o misafir gelmişti.
artık kaderimi yazarken tanrı, pastel kalemle değil,
fosforlu kalemle yazıyor gibiydi.
artık karanlık değil, heryer adeta parlıyordu.
özellikle gülüsü.