0
Bu benim ilk hikaye denemem. Genelde iyi yazdığımı söylerler ama takdiri ve yorumları size bırakıyorum.
hadi başlayalım. ;
dün sabah saatlerinde , balkonumda , bir yandan espresso kahvemi yudumluyor
diğer yandan , geçen gün bana hediye edilen , rahmetli stieg larsson'un yayımlayamadan
öbür dünyayı boyladığı serisinin , son kitabını okuyordum.
birden sehpanın üstünde duran s3 ten nağmeler yükselince , ağır ağır kaldırdım
ekranda , çok sevdiğim bir dostumun ismi yazıyordu.
- alo
" kanka nerdesin acil gel , mustiyi mahfetmişler , adamlar kaktüs barda
biz yarım saate ordayız" dedi.
tek kelime etmeden kapattım telefonu. savaş elbiselerimi giyip , belime taktım.
evin kapısından çıkarken, kitapta son okuduğum cümle aklımda kalmıştı.
" her zaman iyilerin kazanmasını beklemez , haksızlık olur "
merdivenlerden aşşağı inip , kapının önünde duran siyah kawasaki ninja 250r ye atladım.
kontağı çevirip , vitese takmamla , bir iki kırmızı ışığı geçerek
gürültüsüyle kavgasıyla , hapçısıyla , katiliyle meşhur kaktüs bara
varmam sadece birkaç dakika mı aldı.
bizimkilerin gelmesi , uzun sürecekti , bekleyemezdim.
içeri daldım.
mekana girer girmez ağır sigarayla karışık esrar dumanı , rakının o geniz yakan
kokusunu burnuma çekince , biraz sonra hiçde iyi şeylerle karşılaşmayacağımı
söyleyen bir sesin , içimden geldiğini anladığımda , bedeni xl olmasına rağmen
bilerek ve isteyerek small siyah tişört giydiği belli olan izbandut gibi
badyguard karşımda duruyordu.
- hayırdır bilader . dedi kaşlarını çatarak. nefesi de alkollüydü...