http://fizy.com/#s/3e3b2b
Derin bir nefes verip kendimi divana bıraktım yeniden..
Hemşirelikte okuyan tek bir tanıdığım var benim…
..parçalar birleşmeye, detaylar belirginleşmeye, her şey yerli yerine oturmaya başlamıştı şimdi işte…
Hemşirelikte okuyan, cerenin arkadaşı,bana gıcık kapan ve o gece zütüne koymuş bulunduğum bir kız..
Hemşirelikte okuyan..burçin..
Nilayın bir an da samimi olup konuşmaya-buluşmaya başladığı kız..burçin..
Buseden bir önceki maceram…Burçin..
Saplantılı, ruh hastası, pgibopat karakter sahibi…Burçin…
“burada bitmez” demişti…
Bitmemiş harbiden de…
Nasıl bu kadar kör olabilmiştim?..nasıl olur da önümde olan gerçeği görememiştim…belki de, “olağan şüpheliler” arasında bile geçmemiş adı..
Benimle yaşadığı o son, “medenice” ayrılışı, aklımı karıştırmış ve onu sistem dışına çıkarmış olmalıydı bilinçaltımın parametrelerine göre…
Her şeyin arkasında, nilayın arkasında, buseyle benim darmadağın olmamızın arkasında..benim gibilen hayatımın arkasında olan kişi…burçinden başkası değildi beyler..
Bu kadar tesadüf olabilir miydi yoksa yani?... bu bilgileri nereden aldığına gelince..artık nasıl tanıştılar, nasıl konuştular bilemiyorum ama, belli ki, cerenin o paçoz, huur arkadaşıyla bir şekilde temas kurmuşlar ve artık muhabbetleri ne derece ilerlemişse, buraya kadar gelmişti..
Elif konusunda ise, tamamen tahmin yürütüyor olmalıydı..çünkü bizi daha önce pek çok sefer yan yana, gece kafeden çıkarken de görmüştü sonuçta…boş atmıştı ama, dolu tutmuştu işte…
Çünkü, öbür türlü ne elifle ne de cerenle yaşadıklarımı bilmesine imkan yoktu bir başkasının…
..oh…ooh..allahım…buldum..
Perdenin arkasındaki, yılanın başını buldum…
Çok kolay olmuştu aslında sanki…ki zaten bu kadar geç farkında olmuş olmam da yine benim kelekliğimdi…
Bir de şerlok geçiniyoruz aq..sie ordan…burnunun ucunu göremedin be tsigalko…
Peki ama, şu nilayın bahsettiği “tehdit” meselesi neydi?..ona bir anlam bulamamıştım bak…acaba bizim salak, burçine tolga-ben ya da neco ile olan ilişkileri hakkında fazlaca detaylar mı vermişti de, sonradan Burçin bunları koz olarak kullanmış ve istediklerini ona yaptırtmıştı?..
Dahice..bu durumda, elleri de pisliğe bulaşmamış olacaktı hem…vay anasını sayın seyirciler…vay anasının gözü…sen neymişsin be
Burçin…on sekizin de kız deyip geçersin ama, bu kadar entrika Hürrem sultanda yok be Burçin…yuh be Burçin…senin ben te dıbına koyayım be Burçin…koyacağım da zaten be Burçin..
Nilaya kıyamadım..çünkü çok fazla bağ vardı aramızda..koparırken, sadece o değil, ben de acı çektim, ben de kıvrandım..
Ama senle aramda hiçbir bağ yok be Burçin…duvardan duvara vuracağım seni..dıbını zütünü patlatacağım..ve bunu da, tıpkı senin gibi, sinsice yapacağım…
Bitmedi evet…bitmez demiştin ya…bence de..daha seninle işimiz bitmez bizim..bütün okula kanıtlayacağım nasıl bir huur olduğunu..fotoğraflarla gerekirse..belgelerle…
Bekle…
Aynı anda, hem içten içe büyük bir öfke patlaması, hem de rahatlama duymuştum bu müthiş (?) keşfim sayesinde..o yüzden de, o an ki durumumu nötrlerdi bu ikisi, pek bir değişiklik olmadı ruh halimde..
Üstten akan bir muslukla dolarken, alttaki delikten aynı anda boşalan bir havuz gibi…havuz problemine dönmüştü bir anda hayatımın gerçekleri…
Ceren, hala bir cevap bekliyordu benden, çünkü tam noktalayamamıştık konuşmayı, ben öyle dalıp gidince..
“o mu söylemiştir birilerine?” dedi mızmızlanarak..
“olabilir..ama boş ver..artık umurumda değil..” dedim..”senin de olmasın..geçti gitti..aklıma takılmıştı sadece..sordum işte…”
“ya..tsigalko nasıl umursamayayım? Arkamdan konuşuluyor baksana?”
“yo..senin adın geçmiyor aslında..sadece olayı öyle olduğu gibi duyunca, aklıma biz geldik..o yüzden şeyettim..” diyerek rahatlatmaya çalıştım
“ha..emin misin? Yani biz de olmayabiliriz?”
“yani..ben yine bir sorayım dedim..”
“anladım..” dedi, ama pek ikna olmamış gibiydi..
“bunu konuşmak için mi çağırdın peki beni” dedi bu kez kırgın bir sesle..”en başında da bunları konuşabilmek için mi yakınlaştın?”
Hmm..sanırım kadınları daha az hafife almalıyım..göründüklerinden daha zekiler ha? (:
“hayır..” dedim sakin bir ses tonuyla..elimi saçlarının arasına daldırdım..”seni özlediğim için..”
Gözlerine hayret ifadesi yerleşti..biraz çektim onu kendime doğru, başta direndi..ama sonra daha da yaklaşmış bulunduk birbirimize,
Yanağından öptüm önce..sonra bir daha..bir daha…küçük ve bireysel olarak aslında çok masum olan öpücükler bunlar..ama bir araya gelince Molotof atan eylemciler gibi, her yeri ateşe verebilme potansiyelleri de var…
Seri öpücükler gönderen dudaklarım, karşımdaki dudaklara doğru kaydı..bu yine biraz direnç hissettim..tam vazgeçip geri dönecektim ki (bir kez daha sapık-tecavüzcü damgası yemek istemiyorum aq) direnç kalktı..
Ve yüzlerimiz birbirine kapandı..