0
yazı da bahsettim ya hani, gelecek kaygım falan yok diye. geçen sabaha karşı yatmadan önce böyle yarım saat falan düşüdüm kendimce, lan dedim iki eliyle bir gibi doğrultamayan sen bir fabrika'ya girip çalışsan acaba nasıl olur diye?
sonrasın da, kendimi bir anda 50 yaşımda buldum lan. emekliliğine az kalmış, 30 yıl boyunca insanların kahrını ve ağız kokularını çeken 50 yaşında bir adamdan bahsediyorum. bir düzeni var ama, mutsuz lan. para falan da gibinde değil haa. sadece karnını doyursun yeter. ki, karın tokluğuna çalışıyor zaten. 30 yıl boyunca, her gün aynı saatte kalkarak işe gitmiş. her akşam aynı saatte işinden evine gelmiş ve boş vakitlerini televizyon karşısında ya da kıraathane de geçirerek bir nevi kendini tatmin etmiş. arada sırada mutlu olduğu şeylerde olmuş tabi. ama dediğim gibi, "arada sırada." bir karı edinmiş. sonra çocukları olmuş. allahtan olmuşta, onlarla az da olsa şu gibtiğimin hayatında kendini birazcık mutlu edebilmiş. ya da onları ederek bir kez daha kendini kandırmış. ama hala aklından o soru hiç gitmemiş lan, "niye yaptığım şeylerden zevk alamaz oluyorum hep amk?"
bu süreci atlatır mıyım bilemiyorum ama, sanırım bende mutsuz ölenlerden olacağım.