1. 26.
    0
    Cafeden çıktık, istanbul caddesine yöneldik. aslı bi paket sigara aldı bi bakkaldan. sigaralarımızı yaktık, gemileri karadan yürütüyorduk, bizans askerleri gibiydi tüm bakırköy. onların önünde filikalarımızı koymuştuk ortaya... bizim için 40 lira güzel paraydı. gün içinde yetecek paraydı,eve yatmak için gidiyorduk. yatıp kalkıp gün içinde insanları zehirle imtihana sokuyorduk.

    Bizim kazandığımız para için ayın 20 günü akşama kadar çalışan insanlar vardı,ve ünvanlarıyla gurur duyuyorlardı, yangın merdiveninde sigara içmek dışında atraksiyonları yoktu.

    Bizde de pek atraksiyon olmazdı. işler yolundaydı.

    Aslı aç mısın diye sordu .Açtım,ama bünye olarak değil, zihinsel olarak açtım,bir tavuk dönerle olacak iş değildi, herkesin bana 4 gram için 40 lira vermesini istiyordum. tüm dünyayı tribe sokmak istiyordum.

    Değilim dedim.sen ? Ben de değilim.o zaman ilerleyelim şu istasyona. gittik,yolda carousel in önünde bir iki rapçi gördük, aslı nereden tanıyorsa selam verdi muhabbet ettik bu yürüyen gardırop kılıklılarla, sansar ın da sahne alacağı bir underground parti varmış bakırköy kültür merkezinde hafta sonu. aslı sevinmişti, gidecektik... bir 4 gramlık patrick parasını sansara bayacaktık. aslının mutlu olması için cebimdeki tüm otları ilk gördüğüm polise verip, karşılığında sadece sigaramı yakacak bir ateş dileyebilirim. yeter ki gülsün.

    “Ben havlarsam o ısırır ben uyursam o horlar” der al pacino bir filminde.tam o durumdaydık. birbirimize görünmez kemiklerle bağlıydık.

    istasyona yöneldik.
    ···
   tümünü göster