boktan yere dayak yiyodum lan

...

yine aralarında emrah gibi piskopatın teki olan keko vardı, o da bana sürekli ne oldu diye soruyordu ama benim geçici cevaplar verdiğimi anlayınca, özellikle keko'nun gereksiz yere oraya çağırdığımı düşünmesi onun sinirlenmesine neden oluyordu. mını gibtiğiminin herifin sanki çok önemli işi vardı! altıüstü içine su doldurdukları biraları içip, kendi çaplarında arabeskrap söylüyorlardı. baktım keko fazla üsteliyor, artık bir tek bunu yatıştırmalı, zaten emrahta kıza ödemeli atmış ondan cevap gelince beni diğer elemanlara devretmişti, diğer elemanları pek tanımadığım için bir ara irkilir gibi olmuştum. acaba dedim bunları beni dövmesinler. düşündüğüm gibi olmadı, olayı kekoya anlattım, kekoyu pek tanımam, sadece geçen gün verdiğim bir dal sigaranın karşılığı olarak o beni kevaşe için dövmeye gelen at hırsızı dövmek istiyordu.

yapma etme keko, sen olmadan arabesk rap ne yapar ne eder dedim ama dinletemedim, diğer elemanları kendi dilince bir iki haraket yapınca, adamın peşine verdi, tabii ben ne yapacağımı bilemiyorum mal gibi ortada kaldım. olay benden çıkmış artık kekonun bir sorunu haline gelmişti, "ya kardeşim keko yapma gel geri dönelim, sana bir paket sigara alayım" desemde ikna olmadı.

lavuğu az ileride yol ortasında yakaladık, ama nasıl yakaladık!?
ana rahminden itibaren sigara ve alkol kullanan keko at hızına eşdeğer şekilde koşuyordu, bir ara içimden "allah belanı vermesin keko, zütüm terledi" desemde, içimden söylediğim için yarar etmedi.
keko ilk önce lavuğa "sen kimsin lan" dedi. işte o zaman anladım bu kavganın artık benim ve kekoyu da aşıp vatandaşın kavgası olacağını.
lavukta arkadan gelen diğer elemanlar ve beni görünce ayrı bir tırsmıştı, zaten aramızda kekonun sessiz sakin gibi duran bir versiyonu vardı, adını tam hatırlamıyorum ama galiba adı memoydu.
kekonun sen kimsin sorusuna daha yanıt gelmeden memo o zayıf ama güçlü ayağıyla lavuğun kafaya uçan tekme attı, attı ama atış o atış...