sevdiğim biri var
ve çokta değer verdiğim biri.
telefonlaşıyoruz,
o bana kendi hayatını anlatır,
ben de ona.
sırdaşım-dı benim.
ben de onun.
güveniyorum,
o da bana güveniyor
biraz önceye kadar
o da bana güveniyor
öyle sanıyor-muşum
o da bana güveniyor
öyle olmasını istiyordum diye böyle düşünüyor olabilirim,
ama ben gerçekten güveniyorum,
öyle sırf yazayım da haklı olayım diye değil
gerçek bir güven.
içimdeki ses dahil
kendim de güveniyorum
beraber zaman geçiriyoruz
uzaklardan,
uzaklardan sesi geliyor ama içten
gülüşüyoruz.
o sesiyle benim boş vakitlerimi değerli kılarken
ben ses tonu ile huzur buluyor-(d)um
öylece konuşuyoruz.
sebepsiz,
hiçbir şeyi düşünmeden.
yarını ve dünü
güzel güzel sohbetler
kahkahalar.
ajanstan şarkılar.
sonra orhan'dan teselli ver.
iyi vakit geçiriyoruz.
şakalışıyoruz.
sinirleniyoruz
kızgınlaşıyoruz.
kırgınlaşıyoruz
sonra yine konuşuyoruz
arkadaşız
öyleyiz
öyleyim
öyl..
bugün ,
biraz önce
daha demincek
yine öyle konuşurken
sesi ile huzur bulduğum sesin
aslında olmayan bir sesten ibaret olduğunu
konuştuklarımızın aslında öylesine yapılan konuşmalar olduğunu
karalamak için kullanılan beyaz bir kağıttan farkımızın olmadığımı
ve ikimizin öylesine bir konuşmada geçen öylesine karakterler olduğumuzu
hatta ve hatta öylesine bir ben olduğumu söyledi uzaktaki ses.
güvenmediğini , güvenecek biri olmadığımı
diye de ekledi
konuşamadım bir süre
birşeyler anlattı ama anımsayamıyorum şimdi de
şöyle demek istediğini anlıyorum
"öyle konuşmaya böyle muhabbet"
sonra ben
evet dedim
pekala
o zaman
"hoşçakal"
neden dedi.
bana güvenmiyorsan neden konuşalım.
ben öyle demek istemedim
ama öyle dedim diye konuşmak istemiyorsan
"hoşçakal"
peki dedim.
bundan sonra görüşmeyelim diye ekledim
peki dedi sen bilirsin.
evet dedim öyle olmasını istiyorum
ve "görüşürüz" diye telefonu kapatmak istedim
o ise
"görüşmeyiz" dedi,
peki dedim
bay bay.
dedim.
ve konuşma bitti.
evet bu vatandaş da bunu dedi.
ben bir (bkz:
vatandaş abuzer) olarak çok üzüldüm..
üzgünüm leyla..