1. 21401.
    +6
    http://fizy.com/#s/3xvn2v

    Ebrunun yüzü allak bullak olmuştu…

    “ne zaman söyleyecektin peki bunu bana?” dedi ağlamaklı bir sesle..

    “asla söylemeyecektim…çünkü hem senden önceydi, hem çok geçmişte kalmıştı..hem de…neden seni yok yere üzecektim ki?..”

    Göz yaşları süzülmeye başladı yanağından…millet müzikle kopuyor, zıplıyor, biz ebruyla masada ağlaşıyoruz..

    “ah be aşkım..” dedi ıslak bir sesle…”yani..tüm o…dengesizliklerinin nedeni de…”

    “aynen öyle..” dedim lafının devdıbını tahmin ederek…

    “ah be bebeğim..” dedi yine sırılsıklam..geldi ellerini boynuma doladı..”neden anlatmadın..neden paylaşmadın?..bana söylemeyecektin de kime söyleyecektin…daha ilk çıktığımız zaman, birinci sınıfta bana bunları söylemiş olsaydın, belki de aradaki şeyleri hiç yaşamayacaktık…ah..çok seviyorum seni tsigalko..sevgilim..bitanem…ben varım artık..”
    Sarmaladı boynumu, başımı..omzuna yatırdı beni..

    “çok utandım çünkü” dedim ben de çatallanan bir sesle…

    “utanma…karşımdan hiçbir şeyden utanma…” ellerini yanaklarıma koydu, “her şekilde, her şeyinle kabul ediyorum seni ben zaten?..hem..şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum…o yaşadığın travmayı…özgüven kaybını…zannettiğimden çok daha fazla acı çekmişsin aslında sen de…ah bitanem..bir daha hiçbir şey üzemez bizi öyle..söz veriyorum sana…hiçbir şey üzemez bir daha seni..”

    Tutkuyla öpüştük uzun saniyeler boyunca..elleri boynumda..biralarımızı fondipledik, sendeleyerek sahneye fırladık yeniden..birbirimize sarıldık..tekno müzikte vals yapmaya başladık..

    Söylediğim bu yalan, ya da yalan demeyelim de, gerçeği gizleyişim, bu sefer ilişkimi, hatta tüm hayatımı kurtarmıştı belki de..söylediğim için kendime en çok lanet ettiğim, ama bugün olsa yine söylemekten çekinmeyeceğim tek yalandı…yüz kere yaşamış olsam bu anı, yüzünde de yapardım aynı şeyi..

    Ebruyu kaybedemem zira. onu kaybetmemek için her şeyi yaparım…her şeyi söylerim, her şeye inanırım…

    Gece boyu, diskoda olduğumuz sürece bir daha ne ayşeni, ne de nilayı gördüm..

    Saat dörde doğru gelirken, artık disko kapanmaya başlamıştı. insanlar odalarına doğru dağılıyorken, bizim gruptan biri, biraz da sahilde oturmayı teklif etti, gitar varmış, bir yarım saat ufak ufak tıngırdatır söyleriz dedi.

    Yaklaşık yirmi kişilik bir grup olarak sahile indik, nilayla necoyu da o zaman gördüm uzun süre sonra,

    Nilayla göz göze gelemiyordum bir türlü niyeyse, bizden tarafa bakmıyor gibiydi..

    Şezlonglara oturduk ikişer üçer, hava serinceydi, omuzlara hırkalar, şallar alındı..çiftler birbirine sarıldı..gitarlı çocuk birkaç
    şarkı çalıp söyledi..fazla gürültü etmeksizin, mırıldanarak eşlik ettik..ebru mutlu bir çocuk gibi, başı omzumda, gözlerini yukarıya, benim gözlerime doğru dikmiş mütemadiyen gülümsüyor..daha çok sokuluyor, elimi tutuyor, sıkıyor..omzuma sürtünüyor..şımarık (:

    Ben de bir yandan devamlı nilayın gözlerini kovalıyorum..o da başı necatinin omzunda..ya denize, ya kuma bakıyor..

    En sonunda başardım yakalamayı..

    Birkaç saniyeliğine göz göze geldik..

    Bana öyle bir bakış attı ki..

    Anladım..

    Hem de tam manasıyla anladım…beş saniye içinde, sadece bir bakışla, ancak bu kadar anlatılabilirdi o düşünceler..

    Anladım..

    Ebruya,ayşen tarafından, yarım yamalak ve zaman kavramından uzak olarak söylenen şeyler, nilaya tam tdıbına anlatılmıştı bu kez..

    Kızın her şeyden haberi vardı..

    Utanarak kaçırdım gözlerimi..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster