1. 4001.
    +4
    haftalar hatta aylar geçiyordu. yavaş yavaş antalya boşalıyordu. o uzun bacaklılar yerini etrafta akşam yemeği derdine düşen teyzelere bırakmaya başlamıştı. bu süre içerisinde cemil le dostluğumuz ilerlemiş jülide ile baya evli gibi yaşamaya başlamıştık. o zavallı herif iki dost edinmişti. ayrıca biriyle yatma potansiyeli de vardı. uzun zamandır her gün olmasa da jülide ile birlikte oluyorduk. performansım rocco'ya erişemese de kendi çapımda iyiydim. suzan'la çoğu zaman takışıyorduk. ne kadar az görünürsek birbirimize o kadar iyiydi. mehmet'se o günden bu yana benimle göz göze dahi gelmemişti. her zaman dayak yiyen kaybetmez dövüşü. mağlubiyet bazen salyalarını bırakır galip gelene.

    işten çıkmaya yakın olduğumuz gün yine bedenim başka bir düşünceye boyun eğmişti. yapamıyordum bir türlü hep bir adam olarak kalamıyordum. farklı kişiliklerdim ben. kiilik bölünmesi gibi birşey değil bahsettiğim. supernatural'de ki içine şeytan girmiş adamlar gibiydim. an geliyordu biri içime musallat oluyordu. ya da içgüdülerimi kontrol edemiyordum. söz konusu ne olursa olsun yapan bendim. ve gerisi teferruattı.

    işte böyle anlardan birinde işten çıkmaya yakın saatte tuvalete giden suzan'ın peşinen girdim.
    suzanın olduğu kabinin kapısını açıp yüzüne baktım. hızlı bir şekilde toparlandı suzan.

    -ben pislik miyim suzan? dürüst ol.
    +gerçekten dürüst mü olayım.
    -evet.
    +aslında şu yaptığın bile ne kadar pislik olduğunu gösteriyorsun. pislik kelimesi senin yanında güçsüz hissediyor kendisini.
    ···
   tümünü göster