0
Evim camii'ye yakın bir yerde. Yine birileri ölmüş olmalı. Minarelerinden selâ sesleri yükseliyor. Küçüklükten kalma bir alışkanlık, saygıdan ayağa kalkıyorum. Ve sonra düşünüyorum. 29 sene önce hayata merhaba dedim. Ama ne zaman elveda diyeceğimi bilmiyorum. Ölüm bir gün benimde elimi sıkacak. Günü geldiğinde minareler selâlarını benim için duyuracak herkese. Ve o zaman ne kadar saygı duysam da kalkma fırsatım olmayacak. Arkamda büyük bir enkaz bırakacağım. Yaşamadan gideceğim bu dünyadan. Cennete gideceğimi umuyorum; cehennemi çok gördüm.
Bugün 5 Şubat 2012. Günlerden Pazar. Tarihte bugün: Charlie Chaplin'in son sessiz filmi Modern Zamanlar gösterime girdi. Apollo 14 ay yüzeyine indi. Adnan Kahveci öldü. Ben doğdum. Gayet sıradan bir gün ama. Önümde, soy adını henüz telafuz edemediğim bir yazarın kitabı duruyor. Adı Şeker Portakalı. Ama okumuyorum. Çayımdan bir yudum alıyorum. Onun yerine Susanna Tamaro'nun bir türlü bitiremediğim Yüreğinin zütürdüğü Yere Git adlı romanına kaldığım yerden devam ediyorum. “Eğer yaşam bir yolsa,” diyor yazar kitabın sonlarında; “her zaman yokuş yukarı giden bir yoldur..” Galeyana gelip coşuyorum. Çünkü ilk defa bir konuda yalnız olmadığımı hissettim. Güven vericiydi. Ama bu güven hissini sadece kitaplardan almak da dramatik'ti. insanların veremediği hissi kitaplardan sağlamakta trajikomik. Bilmiyorum, bu kitapları da insanlar yazıyor. Belki de onlarla beraber yaşamalıyım. Belki de yeryüzün de beni anlayacak insanlar onlardır. Belki de geçmişe gidip Shakespeare ile konuşmalıyım. Tarihte ilk kez şiirlerinde ağır hakaretler kullanan oymuş; öyle diyorlar. Yeni küfürler icat etmiş. Fakat hiçbir küfür öfkemi dindirecek kadar iyi değil...
iyi şeyler de oldu tabii. Kısa süreli şeyler. Hayat her zaman yokuş yukarı giden bir yol değildi benim için. Dümdüzdü. Her şeyi görebiliyordunuz. Ve çok şey gördüm. Çoğunluğu görmek istemediğim şeyler oluşturdu. Önceleri apartman zillerine basıp kaçan bir çocuktum. Şimdi büyüdüm herkesten kaçıyorum.
Daracık odamda büyük bir cüceyim ben! Bazı insanlar böyledir. Kocaman bir bedene sahiptirler fakat onları kimse görmez. Bu insanlar için roman yazabilirim. Adını şimdiden belirledim zaten: ''METROPOL'DE CÜCE OLMAK!Baş karakter ben olurum. Bütün depresif insanları arkamda toplayıp bir ordu oluştururum. Bizim devrimiz başlar. Sokakları işgal ederiz. Her köşe başınaSilent Night'' yazarız...
Tümünü Göster