1. 26.
    0
    yazdım çok uzun olduğu için giremedim ayrı ayrı parçalar halinde atıyorum

    öncelikle ayetler

    Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. insanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum." Ama Nuh Rab’in gözünde lütuf buldu. (Yaradılış 6: 5-8)
    Ancak Nuh inanmış biridir ve bu durum Tanrı’nın ona bir şans vermesine sebep olur. Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yaşayan bütün hayvanlardan birer (ve bazılarından yedişer) çift almasını emreder.
    Kendine gofer ağacından bir gemi yap. içini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola." (Yaradılış 6: 14-21)
    Adige dilinde, adını muhtemelen "Gofer" ağacından alan "Khuafe", suda yüzen araçlara verilen isimdir.
    Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. (Yaradılış 7: 2)
    Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. (Yaradılış 7: 11-12)
    Büyük Tufan'dan sonra, geminin Ağrı Dağı'na oturduğuna dair Tevrat'ta geçen bölüm şudur:
    Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ağrı dağına oturdu. (Yaradılış 8: 4)

    Kuran’da ise geminin Cudi dağına oturduğu söylenmektedir. Hud suresi'nde "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi'ye oturdu” şeklinde anlatılır.

    Doktor Henry Morris'in verdiği bilgilerin ışığında tam donanımlı küçük bir

    Nuh'un gemisi maketi yapıldı. Maket gemi bir deney tankına konuldu.

    Okyanusta görülen türden yapay dalgalar verildi ve bu deney sonunda geminin yalnızca suya dayanıklı olmayıp son derece dengeli olduğu da saptandı.

    Deney tankındaki yapay dalgaların gücü, giderek 200 fit yüksekliğinde deprem dalgalarının eşit gücüne çıkarıldı. Bu dalgalar, geminin tufan sırasında karşılaştığı ya da karşılaşabileceği dalgalardan kat kat güçlüydü.

    Sonuç değişmedi: Gemi, hem dayanıklılık, hem de denge açısından tartışma kabul etmez dayanma ve direnç gücüne sahipti.

    Günümüzün modern yapılı gemileri gibi Nuh'un gemisinin boyutlarının

    oranı, ona olağanüstü bir denge sağlıyordu. içinde ağır yük ve yüzdüğü (ya da yüzeceği) sular da derin olunca, kuşkusuz, bu, daha bir artacaktı. Yelkeni ve dolaylı titreşimi yoktu.

    Unutmamak gerek: Nuh'un gemisi herhangi bir yere ulaşmak

    gibi bir amaç peşinde koşmuyordu. Nuh'un (ve tabi geminin)

    bir tek amacı vardı: Yüzmesi...

    Suyun üstünde batmadan kalabilmesi...

    Gemi bu görevi ya da işlevi yerine getirdi ve üstelik, Ağrı dağına kadar

    900 millik bir yolu 150 günde yüzdü. (Burada şunu vurgulamakta yarar var: Bilim adamlarının büyük çoğunluğu, Nuh'un gemisini, Mezopotamya'da Dicle-Fırat kıyılarında inşa ettiğine inanmaktadırlar).

    Geminin güverteleri üç taneydi ve kat kat yapılmıştı. Genel kanıya bakılırsa, en üst (yani üçüncü) katta Nuh ve ailesi yaşamışlardı, güverte ona göre

    düzenlenmişti. Yiyecek-içecek de burada depo ediliyordu.

    ikinci, Nuh ve ailesine ayrılmış olanın altındaki kat, yer bölmeli ve kafesliydi.

    Bu, aslında bir önlemdi ve hayvanları birbirinden ayrı tutmaya yarıyordu.

    Birinci kat, safra ve çöplerin toplandığı kat olarak yapılmıştı.

    Peki, geminin kapasitesi ne idi, ne olabilirdi acaba?

    Bir uzman bunu şöyle tanımlamıştır: "569 marşandiz (yük) vagonu

    taşıyabilir ya da 30 binden fazla çeşitli hayvan ve kuş taşır. Bununla

    da kalmaz, geriye bol bol boş yer bile kalır."

    Nuh'un gemisi konusunda en çok merak uyandıran nokta, gemiye bindirilen hayvanlarla ilgilidir. Nuh, her türün biri dişi, diğeri erkek temsilcilerini nasıl bulmuştur, nasıl bulabilmiştir? Gemiye kaç hayvan bindirilmiştir ve bunlar

    hangi türlerdendir ve bu kadar çok sayıda ve türdeki hayvanlara nasıl

    bakabilmiştir?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster