intikammmmmmmm

nasıl yapacam bu işi diye yana yakıla geziyordum. aklımda kırk tilki vardı işi gücü bırakmıştım kafamda sadece bu işler vardı. sigarayı 2 pakete çıkarmıştım.
vurayım bu zütleri dedim. ama çok basit olurdu beyler daha yıkıcı bir intikam almalıydım. rıfatın babası gazino pavyonlarda fazla takılıyıordu. gibtiği konsamatrisleri gittiği içkili mekanları pis işlerini fabrikasında yaptığı kalleşlikleri hepsini tek tek öğrenmiştim. benim çöplüğümdü tanıdığım çoktu fazla zorlanmadan bilgilerini alıyordum ama bunlardan hiçbirinden sağlam bir iş çıkmazdı. sağlam bir intikam olmalıydı.
tam da sömestır tatilinde önüme bal gibi iki fırsat gelmişti. ikisinide kovalayacaktım.

bizim oralarda gazino pavyon çoktur beyler. ilkbaharın sonlarında hasadın yapılmasıyla köylülerin eline sağlam para geçiyordu(yaklaşık olarak toplamda 30 milyon tl kadar) bu zamanlarda dışardan yabancı uyruklu vs manken gibi hatunlar geliyordu pavyonlara köylülerle gönül eğleyip ellerinde ne var ne yoksa alıyor hasad bitince de gibtir olup gidiyorlardı. bu 30 milyonun yaklaşık 10 milyonunu bu pavyoncular kaldırıyordu. tezgah iyidi amq herkes yolunu bulmuştu memlekette. bir biz alnımızın teri ile çalışıp ekmek parası derdindeydik.

yine böyle kış aylarında pavyonların ölü piyasasında ilçeye çok sağlam bir hatun gelmişti beyler. 30 yaşlarında beyaz tenli etine dolgun dalgalı saçları olan inci gibi bir kadın arzu. bu kadının nasıl olupta buraya geldiğini merak edip sormuştum. aldığım cevap sonrasında ellerim titremeye başlamıştı. bu kadının bir çocuğu vardı ve trafik kazasında ölmüştü. ardından pılını pırtını bırakıp bizim oralara gelmişti.