+1
@422
yatır olayı hakkında sana tüm söyleyeceklerimi söyledim sanırım . kuran'da sıkça canın köprücük kemiğine dayanması hadisesi anlatılır , bu dakikaya kadar her çaba fayda verebilir . bedenen öldükten sonra ruh bu dünyadan ayrılır , mezarın içinde falan beklemez . dünya ile arasında 'berzah' vardır. nasıl ki insan dünyaya gelmeden önce ana rahminde farklı bir alemde idiyse , dünyadan göçtükten sonra da yine ahirete geçiş adına farklı bir alemde olacak . diyeceksin ki ; ruh ölmüyor ama belki bu sebepten vefat eden dünyaya dönebilir . ana rahminde iken de ruh bedenindeydi : ) kısacası yok abdest aldı , yok her sabah namazını kıldı bunlar hikayedir . sana tüm samimiyetim ile söylüyorum 'masaldır' . bunu kabul etmek adına 2 şeyi inkar etmek lazım . dünya hayatının geçiciliği ve ölüm ile amel defterinin kapanması . allah bu tip işler için melekleri görevlendirmiştir . oysa biz hızırdan başlayarak evliyalar , şeyhler , şeyhcikler bunların hepsine kıyamete kadar ölümsüzlük veriyoruz : ) baki olan sadece allah'tır . bu şekilde öğrendiğiniz üzere ( - bende öyleydim ) bu meselelerden kopamıyorsunuz . size göre bu yanlış düşünceleri inkar etmek çok sakıncalı bir şey : ) bu hususta anlıyorum , ancak 1000 kere de sorsan cevabım aynı olacak .
yatır meselesine yine değinirsem , emin ol ben bu hikayeyi ciddiyim ki en az 30-40 kimseden 'kendi yakınının başından geçmiş' olarak dinledim . ya da bir tanıdığı memlekette şahit olmuştu . insanlar bazen palavraları din motifler ile süslerler . inandırıcılığı artsın diyede olayı kendi başından , ya da yakınının başından geçmiş gibi anlatırlar .bende çok efsaneler duydum , çok tarikat kapısı aşındırdım . gittiğim zaman kazın ayağının öyle olmadığını gördüm , hem de uzun yıllar . üstelik bu efsaneler bir bidon su ve havlu olayından daha ekstremdi . bir basit örnek daha , diyelim tüm bu görüntüler doğru o zaman ne denir . şeytanın en sevdiği saptırma yöntemleri bidatlardır : ) bunların bidat olduğunu akıl etse dahi içine sindiremeyen kimselere harikalar gösterip , daha da bağlama hali olabilir . yani bir bakıma senin dediğin dalga geçme hususu olabilir .
şeyh uçmaz mürit uçurur . dediğim gibi bunlar hakkında görüşüm belli benim . ha belki gerçekten böyle bir şey vardır (-ki aslında yoktur ) , o zamanda beni yine ilgilendirmez . bak sana bir hikaye anlatayım . x şehrimizde bir peygamber kabrinde amcam sayesinde sabahladım . 3 kişi idik , sadece iç kısımda yani kabrin başında 3 ümüz . ne efsaneler vardı . gece kalkıyor ,insanları geziyor . tek duyduğum his bir allah elçisi ile madden aynı ortamda bulunmaktı . insanlar görmek istediklerini , dini motiflerle süslüyor . buna emin olabilirsin
1 ) cinlerden birini yakalamak gibi bir husus mümkün değil . onlar kendilerine ait form ile zaten tutulamazlar . bir insan bedenine girerse , işlem yapan kişi onu o bedenden çıkması adına zorlarsa bir acı çekmesi mümkündür . tıpkı elektriğin tesir ettiği cihaza göre etki vermesi gibi . dediğim gibi insan bedeninde ise , bu işlemi yapan kişi işinin ehli ise bir nebze mümkün , ancak anladığınız şekilde değil . uyku felcini karabasan sanıp , o karabasana iğne saplayınca senin kölen olması gibi bir durum yok mesela
2) bir cinin kanını akıtmak gibi bir husus söz konusu değil . cinlerin fiziki formu insan gibi değildir
3) bu aslında genel olarak duygusal değişikliklerin açtığı enerjisel boşluklarla alakalıdır . yeni evli kadın kısmını ilk kez duydum ancak lohusaları tek bırakmazlar . dediğim gibi hormonal değişimlerin yarattığı enerjisel değişimlerin kapı açması mümkündür . her lohusaya musallat olacaklar diye bir kaide yok
Tümünü Göster