1. 1.
    -1
    öncelikle niyetim sadece öğrenci evi değil, kadınların ev arkadaşlığından bahsetmeye çalışacağım

    öğrenci evleri olsun, bekar evleri olsun, kadınların ev arkadaşlığı yaptığı yerlerde korkunç problemler oluyor lan. mevzuyu versus şeklinde irdelemek istemezdim ama başka türlü nasıl ifade edilir bilmiyorum. kadınlarda çok küçük şeylerin hesapları yapılıyor. erkek, kadın yanında beyinsizden farksız dıbına koyim. benim hatunun ev arkadaşıyla ilgili problemleri var da çıktığım nokta bu aslında.

    bak yaklaşık 8-9 senedir öğrenci evi, bekar evi ya da ne gibimse oralarda çok ağır şartlarda bir yaşam mücadelesi veren insanım ama inan olsun ben eve kaç para harcamışım, ev arkadaşım kaç para harcamış, kim kime borçlu, kim kime geçirmiş bilmem. bu mesele erkek evlerinde biri mevzunun takunu çıkarıp hayatını beleşe getirmediği müddetçe asla ve kata problem olmaz. gel gör ki kadın evlerinde durum farklı. abi üniversitede benim hatunun evi 4 kız öğrenci paylaşıyordu. kıvırcık alan olsa buzdolabının üzerine yazıyordu kıvırcık aldım 50 kuruş şeklinde. bi de aşağıda isimleri yazıyor ve yanlarına kim ne kadar ödemeli diye belirtiyor. o kağıt sonra var ya, en baba matris tablosu oluyordu. işte filanca bilmem ne vakitte su almış, bu 12.5 kuruş o borcu kapatmış, oradan bir ok gelmiş bilmem nereden bilmem ne varmış oradan kalan borcu burayla birleştirmiş, ayşe'nin cemile'ye borcu varmış, o yüzden cemile ayşe yerine ödermiş filan, anlayabilmak mümkün değil. böylesi bir nümerik analizli hesap kitaba karşın bir de çok yapmacık bir samimiyet var ki aralarında anlatamam. canım, balım, güzelim ve favorim; kushum sürekli birbirlerine hitapları. yalan dıbına koyim. fırsat ver, bir kaşık suda boğarlar birbirlerini.

    ben öğrenciyken bir kavanozumuz vardı, herkes ay başında eş miktarda para koyardı oraya. yediğimizi içtiğimizi ordan hallederdik. eve gelirken lafı edilmeyecek bir para harcayan gidip ordan para almazdı. utanır lan insan, 3 kuruş para. lan zaten o kadar kuruşun hesabını yapabilecek zekada da insanlar değildik ya gibtiret. tanıdığım tüm erkeklerde de durum böyle üç aşağı beş yukarı. o yüzden bu buzdolabını bir borç tablosu, bir bilanço olarak kullanmak bana çok abes gelirdi. bir de isim yazmak dedim ya, onu da anlatayım. kimsenin adı tam değil, kısaltmalar kullanılıyor. çok samimiler ya, sevgi ortamı var ya, ondan. kızın adı neriman mesela, nerry oluyor. serpil serry, selen, selly. ayar oldum dıbına koyim, bi gün bunların tablonun altına gibeyim sizin yapacağınız ishy yazdım da evde infial olduydu. epey bi uğraştılar kimin sevgilisi yazdı diye de açığa çıkmadım. benim hatun kesin anlamıştır ama demedi bi şey.

    bak mesela sonra buzdolabı kullanımı meselesi. herkesin rafı var abi buzdolabında. ilk raf nerry'nin, ikinci raf perry'nin filan. orada olan malzemeyi kullanmıyor diğerleri. herkesin ayrı yağı, margarini var. eheh. sonra lafa gelince biz çocuk oluyoruz. hayır sadece raf ayırmak da değil mevzu. bak çok samimi bir arkadaşımın kız arkadaşı heves etti, 26 yaşında tekrar başladı üniversiteye. gitmiş bir yurda kayıt olmuş. yurt bu hatun gibi okuma aşkı tekerrür eden kadınlara yönelik, yaşlar hep yakın birbirlerine. buzdolabında bir koku var, temizlemek lazım dolabı. buzdolabını kim temizleyecek kavgası ediyorlar birgün. argümanlar şöyle;

    -o gün-tarih veriliyor burda- ayşe, erkek arkadaşının annesinin verdiği et yemeğini koydu dolaba, bu koku ondan. ayşe temizlemeli dolabı.
    +hayır, o yemek dolapta durmadı. ben, sanem ve nehir birlikte yedik o yemeği.
    %ayşe doğru söylüyor. o yemek hiç girmedi dolaba. nehir'in dolaba koyduğu yumurtalar bayatlamış. bence bir tanesi çatlayıp yaptı kokuyu, nehir temizlesin dolabı.

    uzatamayacağım, zira o kadar kız ismi bilmiyorum, böyle 1 saat tartışıp karara varamamışlar. bak bizde de oldu benzer bir şey 3-4 gün önce. lan dolabın kapısını bir açtım ki yemin ederim bir şey ölmüş içerde, öyle kesif koku var. ev arkadaşımı çağırdım;

    -lan oğlum dolapta bi şey ölmüş lan yine. pehey dıbına koyim, ne biçim koku oğlum bu.
    +öf, anasını gibeyim harbiden lan. kesin makarnadır. ayakları çıktıydı tabiatını gibtiğiminin.
    -lan at gibi, ayakları çıkan şeyi niye koydun dolaba?
    +kıyamadım lan, baba baba der gibi bakıyordu.
    -ya olum bi gibtir git lan, eheh.
    +eheh.
    -ablayı çağıralım?
    +ablayı çağıralım.

    bak makarnayı kim almış, kim yapmış, kim bırakmış yok. baba sevgisi var. sevgi içimizde çünkü, ondan dolayı. bu arada kız yurtlarıyla ilgili çok acayip hayallerim vardı, öğrendiğim kadarıyla büyük oranda gerçeklermiş. hayat bana güzel dıbına koyim.
    ···
   tümünü göster