0
dışarıda kocaman bi boşluğa asılı, el işi kağıdından yapılma bi güneş -aydınlatmıyor- , bir kaç ay ve bir sürü yıldız vardı son nefeslerini vermiş olan, ben ise düşüyordum evet, gözlerimle gördüğüm son ışık gözlerinde olandı.. elimi uzatsam da dokunamadım yüzüne biliyor musun? daha şimdiden o şaibeli sonu düşünüp elimi gücüm yettiğince uzatıyordum.. uzanamıyordum..özlüyordum..ö..
sonrası ise :
ben : sığmadı.
o : ne karamsar bi cümle yine! neden öyle şeyler yazıyorsun?
ben : ben çıkıyorum.
o : huwm.. sebep?
ben : çünkü
o : "çünkü dedi ve bastırıp içinde ki tıkabasa gerilmiş kırgınlığı pencereyi kapatıp gitti."
o : kabul etmiyorum! etmeme hakkım var, kullanıyorum.
o : riayet edersin - etmezsin, sana bırakıyorum.
ben : peki.
ben : yatağın altına saklanıyorum o halde, bu da biat etmek.
o : kabul!
ben : ben seni çok özledim
ben : ve eğer olacaksa öyle,
o : buradayım.
ben : pencereyi sil, kapıyı da, yatağı da.
ben : karşıma geçip otur, bağdaş kurarak; başka türlüsünü kabul etmiyorum.
...
öyle..