bilenler bilir birikim dergisi en köklü sosyalist dergilerden biri. muhtemelen en fazla okunan da bunlardır. gezi direnişindeki inci sözlüğün etkilerini anlatmışlar.
http://www.birikimdergisi...ikli%F0in%20Politikli%F0i
amk başını okumayın beyniniz yanar.
"Son yıllarda apolitik bir diğer tavrın ifadesi kendini “inci sözlük” adı verilen bir sözlükte buldu. Aslında kuruluşu itibariyle bir ölçüde “politik” bir tavırdan hareket etmekteydi. Ekşi sözlük’teki kurallı yazım ilkelerine uymadığı için sözlükten atılan bir kişinin kendisiyle ortak kadere sahip kişilerle kurduğu yazım kurallarının olmadığı bir sözlük olarak karşımıza çıktı inci. Kuralsızlığın tek kural olduğu, kurallı yazanların “ekşici” olarak dışlandığı kendi alanını yaratmış ve gerçekten de bir fenomen haline gelmiş bir sözlük. Burada az da olsa “ciddi” denilecek bir meselenin başlığının açılması doğrudan “seviye yükseltmek” olarak damgalanıyor ve “ciddi” meselelerin konuşulmasına kolektif bir şekilde karşı çıkılıyor. Dolayısıyla ekşi sözlük uzun süren politik tartışmalarıyla ciddi bir “politik” hat oluşturabilme potansiyeline sahipken inci sözlük bunu bozmak isteyen bir “apolitik” tavrın temsilcisi gibi görünmekte daha çok.
Bu işi yeniden Haziran direnişiyle birleştirelim. Öncelikle inci sözlüğü takip edenler bilirler, Gezi direnişinin hakkında çok konuşulan o mizahi dili yoğunlukla “inci sözlük” lugatıdır, tavrıdır. Benzetmeler, kelime oyunları, hitaplar… Kendi kendiyle dalga geçen, küfürlü, popüler kültür referansı bol, ciddi olmaktan uzak inci sözlük’ün sembolü Guy Fawkes maskeli birçok genç. Cantek’in ifade ettiği üzere[4] “devrimci-mücahit tavrın kuralcılığı ve disiplini”ne tıpkı “ekşi”nin aynı özelliğine karşı çıktığı gibi karşı çıkan, ciddiyetsiz bir şekilde konuşan ve gülen bir topluluk.
inci sözlük ilk ortaya çıktığında arkadaşlar arası gündelik sohbetimizin önemli bir kısmını oluştururdu. Sürekli bu inci sözlüğü açıp, erkek egemen olduğu çok aşikar ama buram buram yaratıcılık ve zeka kokan o entrylere gözlerimizden yaş gelene kadar gülerdik. Siyaset Bilimi-Medya ve Kültürel Çalışmalar öğrencileri olduğumuzdan akademik bakmaya çalışırdık. Aşağı yukarı sonucumuz benzerdi: Bir nevi sözlü Fight-Club’tı inci sözlük. Eğitim görmüş ya da görmekte olan çoğunlukla erkek bir gençliğin kafa boşaltma, rahatlama, ağzına geleni söyleme alanı. Tam da bu nedenle ki burada da içeriksel olarak apolitik olanın biçimsel olarak politik olmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Nasıl ki Fight Club filminde kurulan oluşum sadece kavga amaçlı “apolitik” bir oluşumdan “politik” anarşist bir örgütlenmeye evrilebiliyorsa, işte o politik potansiyelin olanağı bizlerin bir yandan gülerken “inci sözlük” hakkında konuştuğumuz “ciddi” şeydi. Orada kendisine benzer dertleri olan insanları gören ve nickinin kendisine verdiği anonimlikle istediğini söyleyebilen ve sonunda apayrı bir kültür yaratmış bir gençlik içeriksel olarak apolitik olsa da, sırf yaratabilme yetisi sebebiyle, “kendi kendinin yazarı” olabilme yeteneğinin gelişkinliği sayesinde politik olabilirdi.
Tekrardan Haziran direnişi’ne dönelim. Oraya katılan herkes inci sözlük yazarıydı demiyorum. Böyle bir iddia olmaz. Ama orada gördüğümüz mizah, inci sözlük’te gördüğümüz mizaha birçok açıdan benziyor, ki zaten o mizah bir noktadan sonra sadece inci sözlük’e de ait olmaktan çıkmış, bütün sosyal medyaya sirayet etmiştir, yaygınlığı da oradan gelir. Böyle bir mizahi ortaklığın “bir yerlerde” kurulabiliyor olması aslında hiç de politik olmayan bir mizahın, sadece insanlar arasındaki iletişimi-ilişkiyi-aidiyeti-sahiplenmeyi sağladığı için politik bir potansiyeli olabilir. Duvarda “sis atma o.ç.”yi gören biri baksana polise ne yazmışlar diye güldükten sonra, hafızasında canlanacak olan şeylerden biri inci sözlük’tür, çünkü o bir inci sözlük esprisidir (yukarıda bahsettiğim oyunlardan Counter Strike’ta sis bombası atanlara verilen bir tepkidir) ve dolayısıyla o sokaklarda polise bunu diyenler çok daha net bir şekilde “bizim çocuklar” oluverir. Birine bizim çocuklar diyebilmek ise politik bir söylemdir.
Apolitik duvar yazılarından, oyunlardan, sözlüklerden, mizahtan bahsettik. Gezi Parkı’nın apolitik çocukları-gençleri bunlarla bir lügat yaratarak politikleştiler. Fakat politiklik dışarıdan zerk edilen bir bilinç değildi. Zaten gündelik hayatlarının kültürel çizgisini belirleyen tüm yukarıda saydıklarımız içlerinde bir potansiyel olarak “politik” bir hattı sönük bir şekilde çiziyordu. O hat; hepsinde ortaktı. Görünür olmak ve kendisine ait olanı yaratmak. Cantek çok güzel özetliyor: “Faşizme karşı omuz omza diye bağırırken, Faşizmi tarif edebilecek donanımda değiller, onları omuz omuza olmak daha fazla heyecanlandırıyor.”[5] Faşizmi tarif edebilecek donanımda olamamak, hatta ona sadece “bağzı şeyler” demek apolitik olabilir, ama omuz omuza olmak politiktir. Duvarlarda ve hatta okul sıralarında farklı farklı isimler yan yana yazılırken, GTA, Call of Duty, Counter Strike oynarken, inci sözlük’te aynı mizahı yaparken ve ona gülerken omuz omuza olan çocuklar, orada kendi hayatlarındaki ufacık şeyleri değiştirirken büyük şeyleri de değiştirebileceklerinin ışığını yansıtıyorlar. işte yazıyı sonlandırdığımız bu nokta bize yeni “siyasi-kültürel” mücadelenin nerelerde bulunmakla başlayabileceğini işaret ediyor olabilir. Ya da sadece basitçe apolitik bir iddia da olabilir, fakat Bloch’un şu sözlerini hatırlayalım:"