1. 1.
    0
    derken kaldıkları gecekondunun önüne gelmiştik etrafı saclarla sarılmış bu yapı, bir çöp tenekesinden farksızdı önünde bir kaç tahtayı çakmak suretiyle yapılmış tahta bir kapı demirteli yardımıyla bir çiviye bağlıydı. küçük kızı kollarıma aldığımda huzursuzlaşır gibi oldu ama ellerini boynuma doladı. bana birinin sarılması ilk kez beni bu kadar güçlendirmişti. mehmet bey elindeki poşetleri bırakıp "beyim bırakın ben alayım doktor demi... ", "iyiyim mehmet efendi." diyerek susturdum. bir daha itiraz edecek gibi oldu ama kaşlarımı çattığımı görünce üstelemek istemedi. kızın annesi atıldı öne doğru "verin ben alayım." dedi. "istemez beni erkekten saymıyorsunuz herhalde." dedim. ikimizde tebessüm ettik, gözlerine ilk kez bu kadar dikkatli bakmıştım, göz altları zayıflıktan siyah halkalarla bezenmişti, bu mavi gözlerine güzellikten çok sertlik, bir disiplin getiriyordu, uzun boyu zayıflığıyla daha da ön plana çıkıyordu, elleri soğuktan solmuş kirden ise büsbütün tırnak altları siyahlaşmıştı, ayağındaki yırtık botlar kimbilir kaç yapıştırıcı kullanılarak yapıştırılmıştı. derken genç kadın bir çeviklikle çitlerin yanındaki kapıyı açtı ardından ben çocuk kucağımda peşinden yürüdüm mehmet bey ise en sondaydı.
    ···
   tümünü göster