1. 51.
    0
    Kızlardan birisi yanıma gelmişti, saçı kısa ve sarıydı, gözleri masmaviydi, teni bembeyazdı. Bu özelliklerine içeriye baktığımda dikkat etmemiştim, taş gibi hatundu. Bana doğru gelmeye başladı, ingilizce konuştu "Nereye gidiyorsun?" dedi. Etrafıma baktım afaladım, o kadar ingilizce eğitimi görmüştüm yurt dışında kullanmanın zamanı gelmişti etrafa baktım şaşkın bir şekilde "banamı diyorsun" dedim, arkamı işaret etti "yok oradaki" ded. iyi bari dedim kendi kendime arkamı döndüm arkamda kimse yoktu, kız benle bildiğin dalga geçiyordu.

    Arkamı dönüp donup kaldığım an ile aynı anda bir kahkaha yükseldi, diğer kız, uzun saçlı ve aynı şekilde sarışın mavi gözlü kız, kapının orada durmuş arkadaşının arkasından bana baka baka gülüyordu. "Hay gibeyim... " dedim türkçe, kısa saçlı kız kaşlarını çattı "birdaha duymayayım." dedi akıcı bir türkçeyle, rengim attı bembeyaz olduğumu hissettim. "Odana dön." dedi tekrar ingilizce konuşarak. "Warlow seni görürse benim kadar merhametli davranmaz sana." diye devam etti.
    ···
   tümünü göster