bir druid çırağının öyküsü

alt kata indiğimiz zaman Alicia bileğime baktı "iyimisin?" dedi, elimi bilek hareketiyle sağa sola oynattım ve evet anlamında kafamı salladım, "Pislikler, başka birşey değiller." dedi sanki tak görmüşte tiksinmiş gibi "O zaman Warlow ile niye yattın?" dedim yeni yetme bir kız ile konuşan liseli çocuk gibi. işin içine sıçmıştım açıkcası. "Hah!" diye bir ses çıkarttı Alicia ve kaşı hafiften havaya kalktı, hiçbirşey söylemeden holün hemen önünde ki kapıya odğru yürümeye başladı. Kapının önüne geldiğinde kapıyı açmadan bana dönüp "Eğer bilmek istiyorsan söyleyeyim... Warlow böyle pislik ve aşağlık birisi değildi. Ayrıca şu an ki ilişki durumumuz hakkında biraz yalan söylemiş olabilirim." dedi pis pis gülerek.

Hiç şaşırmamıştım "Peki bu, ben senin Mirandanım sen benim Warlowumsun olayı bende onu gördüğün için yani öylemi?" dedi sakin sakin ama aslında içimde fırtınalar kopyurdu "Yani beni kullanıyorsun, öylemi?", "Hayır." dedi sert bir şekilde "Bunu sonra konuşalım, şimdi dışarıya çıkmamız lazım" dedi tüm ciddiyeti ile.