bizim bilgisayarcı bir arkadaş var

Bir kişi sizi “Bilgisayarcı“ diye isimlendirdiği anda siz artık onun gözünde
bilgisayarla ilgili yazılım, donanım, grafik konularını aşmış ve her türlü sıfır ve ikinci el parçaların fiyatlarını, hatta rastgele indirdiği herhangi bir programın kullanımı bilen birisiniz.

Kişide böyle bir algı oluşmasının sebebi teknolojiye uzak olmasından mı kaynaklanıyor,
Yoksa muallakliğine mi yapıyor bazen emin olamıyorum.

Adam internetten rastgele programı indirir,
Bir yerindeki butonu tıklar,
Ne işe yaradığını anlayamaz,
ilk fırsatta seni bulup sorar,
Sen de bilmiyorum dersin ve adam şok olmuş bir yüz ifadesiyle;
“Aaa sen nasıl bilgisayarcısın ya? Neden bilmiyorsun?” der.

Diğer meslekten insanlar için durum bu kadar kötü değil.

Bütün doktorların kalp ameliyatına girmesi ya da bütün öğretmenlerin Kimya dersine girmesi gibi bir beklenti, “bilgisayarcı” diye gördükleri kişilerden beklentileri gibi değil.

Çünkü bilgisayar herkeste var, herkesin elinde artık ve herkes az çok bir şeyler biliyor.
“Onlar bile” bilgisayarla ilgili bir şeyler bilirken, “bilgisayarcı” diye gördükleri kişinin her şeyi biliyor olması bekleniyor.

Ne deyim, daha çok beklersiniz…

Bir de bunların “bilgisayarcı” olarak gördükleri kişileri küçümseyen versiyonu var.
Genelde 50 yaş üzeri amcalar “ohoo bizim torun pilgisayardan Amerikaynan bile gonuşuyo” diyerek kendinize daha geçerli bir meslek seçmeniz konusunda akıl veriyor.

Eyvah yazı uzamaya başladı, hadi görüşürüz.

Kendime not: Yaşın 250 de olsa 300 de olsa teknolojiden uzak kalma.

diğer yazılar için : http://www.ozancan.com