+1
#25
günler rutin devam ediyordu beyler
kızılayda hem fitiği buluyoduk hem kız
eğlencenin doruklarındaydım
ama ben büyük işlerin adamıyım
orada kalamazdım her gün babama yalvarıyodum
kapıda beklerim diye(yalvaran aklımı gibeyim)
erketeye yatarım diyordum
sence ihtiyaç varmı öyle birine diyip tersliyodu amk
ama bu dönemlerde babamın takıldığı kahveye gidip cidden
10 numara insanlarla tanışıyodum
delikanlılığın kitabını yazar bu adamlar
urfalı abimde o kahvede takılırmış meğer
onlada abi kardeş gibi olduk o sıralarda
hayattan beklentim yoktu
sadece heyecan arıyodum kendime
belki çoğunuz yargılar ama hayatın ne kadar kaşar oldugunu hepınız bılırsınız
herkes bir yol seçer bende bu yolu seçmiştim kendime
hala aynı yoldayım
pişmanmıyım?
herkesin bir yerde pişmanlığı vardır
pişmanlığım sadece belli noktalarda var
ama şu an yaşadığım hayatta paranın satın alamayacağı şeylere eriştim
saygıya
saygı korkudan doğan bir saygı değil
adam haklı beyler dediğiniz kadar saf bir saygı
işte bu en büyük güvence haline geliyor bir süre sonra bu işlerde
paranın değeri geçersiz oluyor
çok gördüm ben babamların 2trilyon 3trilyon içeri girdiklerini
kimsenin yövme almadığını
hala oluyor
ama hiç bir şekilde bozulmuyorlar.
bozulmazda bu iş