0
Ölü Kızlar
Bi otomobil tamircisi ılık ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken yolun kenarında bi araba ve arabanın başında da patlayan lastiği değiştirmeye çalışan iki güzel kız görmüş. Yardım amacıyla kenara yanaşmış. Ama istepne de patlakmış maalesef. Adam, "Bu saatte bunu tamir etmek imkansız. iyisi mi ben sizi evinize bırakayım, yarın bir çaresine bakarız" demiş. Evin önüne geldiklerinde kızlar adamı bi fincan kahve içmek için evlerine davet etmiş. Ev, bi apartmanın 7. katında, hoş bi daireymiş. istepneyle uğraşırken elleri kirlendiğinden eve girer girmez adam banyoya gidip ellerini yıkamış. Bu arada OMEGA marka saatini de kolundan çıkarıp, aynanın önüne koymuş. Kızlardan birinin, "Kahve hazır" diye seslendiğini duyunca hemen ellerini kurulayıp banyodan çıkmış. O aceleyle de OMEGA marka saatini çıkardığı yerde unutmuş. Kızların sohbeti çok keyifliymiş. Grup vaktin nasıl geçtiğini anlamamış. Sonunda adam geceyi kızların evinde geçirmiş. Sabah da 7’de kalkıp işe gitmiş. Tamirhanesine vardığında saatini kızlarda bıraktığını farketmiş, "iyi bari, kızları tekrar görmek için bahane olur" diye düşünmüş. Akşam iş bitimi saatini almak için kızların evine gelmiş ama kapıcı bahsettiği kızların artık o dairede yaşamadıklarını söylemiş. Bu iki talihsiz kız 3 hafta önce trafik kazası geçirip ölmüşlermiş meğer. Şu an da, adamın onları ilk gördüğü yere çok yakın olan bi mezarlıkta yatıyolarmış. Tamirci duyduklarına inanamamış, "Nasıl olur? Ben dün akşam evlerinde onlarla beraberdim" demiş. Kapıcı bunun imkansız olduğunu söyleyerek adamı, kapısı avukat tarafından mühürlenmiş dairenin önüne zütürmüş. Adam çok meraklanmış tabii. Ertesi gün avukata gidip durumu anlatmış ve beraberce kızların dairesine gelmişler. Mühürü açıp içeri girmişler. Adam doğruca banyoya gitmiş. OMEGA marka saat aynanın önünde bıraktığı gibi duruyormuş..
Karanlıkta Gelenler
Babamız evimizden uzaktaydı. Evimizde sürekli bir tedirginlik ve huzursuzluk vardı. Yedi kardeştik ve köy evimizde biz kızlar annemizle birlikte aynı odada uyuyorken, abilerimiz yan odada uyuyordu. Ben o devirde 13 yaşındaydım. Evimizin odası beyaz kireçti. Geceleri korkmayalım diye bir gaz lambası kısık ateşte sürekli yanardı. Ancak duvarlar beyaz olduğundan az ışıkta olsa odada herşey seçilebiliyordu. Ben iki kız kardeşimle yer yatağında yatıyordum. Annem divanda yatıyordu. Yatağa gireli bir kaç saat olmasına rağmen ben uyuyamamıştım. Tavana bakıyordum. O sırada odamızın kapısı açıldı. içeri kafasında şapka bir adam girdi. “Bu şapka dediği şey örgü bere” Babamız evde olmadığı için dayım köyümüze gelerk sık sık bizde kalırdı. Yine geç vakitte dayım geldi diye düşündüm. Ardından adamın arkasından odaya bir kadın girdi. Adam önde kadın arkada gaz lambamızın asılı durduğu duvara yürüdüler. Adamda pantlon yerine, aşağıdan iple bağlanmış bir kapri vardı. Kadın beyaz bir elbise giymişti, siyah saçları beline kadar arkadan uzanıyordu. Hiç konuşmadılar ve lambanın yanında durdular. Her ikisede bir süre lambanın fanusundan içeri baktılar. O anda her ikisininde yüzünü net olarak gördüm. Bu kişileri tanımıyordum. Dayım olmadığını anladığımda çok korktum. Heyecandan dilim tutulmuştu. Ardından adam gaz lambasının ışığını biraz açtı. Herşeyi artık daha net seçebiliyordum. Işığı açtıktan sonra yine adam önde, kadın arkada yürüyerek odanın duvarından dışarı çıktılar. işte o anda “Anneee !!!” diyerek sessizce ağlamaya başladım. Annem hızla ellerimi tuttu. “Korkma kızım sende gördün mü dedi ?” Bu olaya odada bulunan annem, ben ve ablam aynı anda şahit olmuştuk. Annem sonra bizi şöyle teskin etti. “Kızlarım !!! korkmayın, bunlar bize zarar vermek için gelmedi. Hanemizin ışığını arttırdılar. Herşey daha iyi olacak.” O gece korkuyla biribirimize sarılarak uyuduk. Annem o gaz lambasını korkudan bir daha söndüremedi. Onu yanık bir şekilde vitrinin üzerine koydu. Lamba orada kendi kendine gazı bitene kadar yandı. Lambayı söndürmememiz içinde bize tembihtede bulundu. Sanırım evimize gelenlerin açtığı ışığı söndürmeye korkmuştu…Bu olayı kimseyle paylaşmadık. Aile sırrımız olarak uzun süre içimizde yaşattık…
Bu olayı olayın tanıklarına ayrı zaman ve mekanlarda sordum. Hepsi yaşanan bu olayı aynen teyit etti. Yaşları şuanda epey ilerlemiş bu sıradan kadınların aradan yıllar geçtikten sonra böyle bir hikaye uydurmalarının hiç bir anlamı olmayacağı kanaati bende oluştu. Hatta olayı duymuş olmama epey şaşırdılar. Sanırım birbirlerine çok iyi tembihlemiş olacaklar veya bu sır dolu olayı unutmak istemelerinden de kaynaklanıyor olabilir. Genelde olayı anlatışları yorumdan uzak, kısa ve özdü. Genelde bu tip olayı anlatanların heyecanla, ballandırarak bezedikleri cümleler kurmadılar. Yaşandı bitti ! üzerinde durmuyoruz havasındaydılar.
Tümünü Göster