part 4 - farkındalık evresi 2
gelelim dün ki olaya. biz bununla uzun zamandan beri konuşamıyorduk. vakitlerimiz bir türlü uyuşmuyor. benim okulum devam ediyor, o da özel bir hastanede anestezist olarak çalışıyordu. dün bir boşluk ayarlayıp buluştuk. sohbet faslından sonra sinamaya gitmeye karar verdik. bu bana yanında parası olmadığı gidip para çekmesi gerektiğini söyledi. ama bunu yarım ağızla söyledi çünkü ben yok ne gerek var ben öderim deseydim direk tamam hadi gidelim o zaman diyecekti. bankamatikten parasını çektikten sonra sinama salonuna girdik. gireceğimiz filmin seçimini bana bıraktı. ben de vizyondaki bütün filmleri daha önce izlediğimden bir tak adını hatırlamadığım yerli bir korku filmi vardı girmediğim, ona gidelim dedim tamam dedi. - bu arada o filme sakın gitmeyin amk hayatımda izlediğim en saçma filmlerden biriydi verdiğiniz paraya yazık - yerlerimizi seçtikten, sıra biletlerin parasını ödemeye geldi, baktım bu elini cebine atmıyor. ve daha yeni para çekmişti kevaşe. ben de bir tek kendi paramı ödeyecek kadar para çıkarıp uzattım. ve bu arada hatırlatmam da yarar var, ben hala okuyorum o ise özel bir hastanede bilmem kaç bin tl para alıyor. normalde onun çıkarıp benim biletimin parasını da onun ödemesi gerekirden
* o kendi parasını bile ödemeye tenezzül etmedi. kasadaki kadın da bize bakıyor, paranın geri kalanını bekliyor doğal olarak. bir 2-3 saniyelik duraklamadan sonra baktım hala elini cebine atmıyor, çıkarıp onun parasını da ödedim. o anın şaşkınlığıyla "parayı ödesene" diyemedim. şimdi aklıma geliyor o lafı söylemek. aklımı gibeyim. neyse girdik sinamaya filmi izledik çıktık, yemek yiyeyim ben açıktık canım dedi. ben de gerçekten aç değildim ve yemek yemeyeceğimi söyledim. bu ısrar etti falan ama yemeyeceğim tok karna yemek mi yiyeyim hıammına dedim. tmm o zaman ben yiyecem o zaman çünkü çok açım dedi. ben de tamam dedim. girdik burger king kuyruğuna. dıbına koyduğumun adamı, yemeği yiyecek olan o, sen niye kuyruğa giriyorsun amk? ben de girdim kuyruğa. aklımı gibeyim. neyse bu siparişleri verdi, kasadaki kadın fişi falan kesti önümüze koydu, bu hala elini çantasına atıp da para çıkartıp ödemiyor. ben yok artık amk onu da öder herhalde derken kasadaki kadın yüzümüze bakarak 16.50 tl lütfen dedi. baktım olacak gibi değil, cebimdeki son 20 tlyi kadına uzattım. geçtik bir masaya falan oturduk, ben hala olayın şaşkınlığı içerisindeyim. cebimde yol parası dışında sadece 2 tl kaldı. neyse yemeği falan yedik artık evlere dağılıcaz bunu durağa bırakmaya gidiyorum, o sırada seyyar bardak mısırcısı gördü. bardak mısır yiyelim hadi dedi. ben yok ben mısır sevmem falan derken huur çocuğu mısırcı arabasını bizim yanımıza çakti. bu da hemen atladı, bir orta boy mısır söyledi, adam mısırı verdi bu yine parayı ödemedi. cebimdeki 2 tlyi de mısırcıya verdim. neyse bunu durağa bıraktım. o evine gitti ben kendi evime gittim. gece yatmadan önce günün değerlendirmesini kafamda yaparken anladım bu huurnun beni bütün gün boyunda gibip gibip attığını. gece sinirden uyuyamadım. kaltım bir çay demledim sabaha kadar tv izledim. açıkcası bunca yıllık bir dostum tarafımdan böyle kullanıldığımı anlamak ciddi anlamda çok zoruma gitti.
son partı da yazıcam biticek beyler.