1. 1.
    0
    O yüzden arkadaşlarımın ağzından şu sözcükler döküldü :
    - Yoo biz size bakmıyorduk. Bir süre bekledikten sonra, utanır bir şekilde, yaa aslına bakarsan dürüst olmak istiyorum. Evet size bakıyordum ve bir şeyi merak ettim, oradaki çocuk elini sıktıktan sonra bırakmadı ve çok uzun süre elini sıktı, neden bu kadar uzun süre sıktığını ve bırakmadığını merak ettim sadece, gerçekten de kötü bir düşünce aklımdan geçmedi.
    - içten cevabın için sana teşekkür ederim, diyip şaşkınlık içinde ikinci ve üçüncü Gruba da aynı soruları sorar.
    Oturma şeklini ve son cevabı en ince ayrıntısına kadar hesaplamıştım, alacağı son cevap onu çok etkilemeli ve içinde almak isteyeceği bir cevap hissi uyandırmalıydı. ikinci grup iki tane erkek den oluşuyordu. Cevabı umursamaz alaycı bir şekilde inandırıcıydı. ikinci grubun cevabı şuydu :
    - Aslına bakarsan seni çok uzun zamandır izliyoruz, neredeyse okuldaki çoğu erkek de seni izliyor ama konuştuğun kişi ise şurada ki çocuk, açıkçası neler konuştuğunuzu merak ettim, dedi ve alaycı bir şekilde gülümseyerek önüne döndü.
    Ve geldik üçüncü ve can alıcı cevaba. Üçüncü grubumuz üç kişilik kızdan oluşuyordu. Onların cevabı hem etkilemeli, hem inandırmalı hem de bu güzel kızı tekrar ayaklarıma getirmeliydi. Ve işte o gruptaki bir kızın cevabı :
    - Aslında sana saçma gelebilir ama ikinizi izliyoruz da bir çok kişinin önce neden size baktığını anlamaya çalıştık ilk başlarda, ama sonra benim aklımı bir soru daha da çok kurcaladı. Bu ne biliyor musun? Neden o çocuk gözlerini senin gözlerinden alamadı, sanki sana bir şey anlatmaya çalışıyor, sence neden gözlerini senden alamadı?
    - Bilmiyorum, gerçekten hiç dikkat etmemiştim. Sence neden olabilir?
    - Bence bu çocuk sana aşık! Sanki senin gözlerinde kendini görmeye çalışıyor.
    Ve umduğum gibi titreyerek, şaşkın bir şekilde yanıma geldi, hafif bir gülümsemeyle, dediklerin çıktı, peki ya şimdi gelecekte neler olacak bunun cevabını söyler misiniz? Dedi. Gülümseyerek, “şuan gerçekten yetişmem gereken bir yer var, bir daha ki karşılaşmamızda bunun cevabını size veririm” , dedim ve oradan uzaklaştım. inanın bana ertesi gün okulun kapısında beni bekliyordu ve beni görür görmez yanıma geldi, öyle içten ve sıcak gülümsedi ki o gülüşün sıcaklığını sizlere anlatamam. Bana “ eee, anlat bakalım” dedi.
    Bende ona ;
    - Dünkü kabalığımı bağışlayın size kendimi tanıtmayı unuttum, ben Leon Cham, dedim. Peki siz hanımefendi bana isminizi bahşeder misiniz?
    - Ben Lenore P. Dün gerçekten de beni merak içinde bıraktınız, aslında en büyük merakım bunların nasıl olduğu değil de en son soru sorduğum kızın verdiği cevap olmuştu.
    - Neden yoksa söylediğim cevabı vermedi mi? Dedim ve ekledim. Hayır bence dediğim cevabı verdi, çünkü bize bakarken gözleri tamda öyle söylemişti.
    - Peki madem gözlerinizi benden alamıyordunuz, onun gözlerinin neler söylediğini nerden anladınız? Ded, ve bu sözü ile ikinci planımı harekete geçirdi! Gerçekten de ona söyletmek istediklerimi söyletiyordum, gerçekten de benim söyletmek istediklerimi söyleyebilecek kadar zeki bir kızdı. Bunun üzerine,
    - Onun gözlerine baktığımı söylemedim zaten, ben onun gözlerinin söylediklerini sizin gözlerinize bakarak gördüm, aslına bakarsanız dün gösterdiğim çoğu kişi benim arkamdaydı, ben onları nasıl gördüm biliyor musunuz?
    - Nasıl gördünüz gerçekten de merak ettim, arkanıza bile bakmadan onları gösterdiniz!
    - Gözleriniz o kadar temiz ve o kadar güzel ki sadece bakmam yetti!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster