1. 1.
    0
    Kaşımdan akan kan gözümün önünden geçti ve yine aynı, fısıltı şeklinde tüyleri diken diken eden o derinden gelen ses ;
    - Bunun için mi yaşıyorsun, asla ölmeyeceksin, ölmene asla izin vermeyeceğim, kendini bana bırak ve olması gerekenler olsun. Bırak seni herkesin korktuğu şey haline getireyim, senden senin çok sevdiğin bir şeyi aldım ve karşılığında sana bir hediye vermek istiyorum. Hediyemi kabul et !!!
    Aldığım darbelerden diyordum bir çok kez, ama o kadar içten ve netti ki, gerçekten de birisi kulağıma fısıldıyordu. O an gerçekten de ölmeyeceğimi daha doğrusu beni öldüremeyeceklerini anladım. Yada birisi bunun böyle olmayacağını kafama sokmamı istedi. Ve işte o an, vücudumu özgür bıraktım. Kollarım, bacaklarım, ellerim hiçbiri bana ait değildi artık. Gözlerim görmüyordu, nefes bile zar zor alıyordum, gözlerim açıldığında ellerim kan içindeydi, rakibim yüzü tanınmayacak şekilde kanlar içindeydi. Ama ben hiçbir şey hatırlamıyordum. Bunu bir süre daha yaptım. Param katlanmaya başlamıştı ama ben umursamıyordum. ilerleyen zamanda ne yaptığımın yada nasıl yaptığımın bilincindeydim. Nasıl vurduğumu neler olduğunu görebiliyordum. Karşımdaki yerde yatmış suratından kanlar atana kadar yumrukluyordum, bunun yanlış bir şey olduğunu biliyordum ama ellerim kan istiyordu. Kana susamış bir açlıkla vuruyordum, taki ellerim vurmaktan titreyene kadar. Çoğu kez bayılıp da çöpe atıldığımı, yada gözlerimi sokaklarda açtığımı hatırlıyorum. Bunlar olduğu zamanlar arkadaşlarımda kalıyordum. Kendimi ailemden uzak tutmaya soğutmaya çalışıyordum, evde bazen haftada bir kere bazen de dokuz yada on günde birkaç gecelik kalıyordum. Ailem alışmıştı duruma, eve eli yüzü şiş hiç gitmemiştim ama morluklar azalmaya yakın gittiğimde annem hep sorardı bu halin ne diye, ona uykusuzluktan gözlerimin morardığını söylerdim.
    Kız arkadaşım öldüğü sene sınıfta kalmıştım. Hiç unutmam daha doğrusu unutamam, o sene sınıfta kaldığım için babam bana düşman olmuştu. Gerçi artık dövme denen bir şey yoktu ama yaptıkları beni hastaneye düşürecek kadar etkiliydi. Hastane dediğim pgibolojik olarak tedavi gördüm. Evde dört kişiyiz. Ailemden fazla bahsetmek istemiyorum elbette, yada çok fazla değer verdiğim şeylerden. Her belge hayattaki her yazı bir tehdit unsurudur çünkü. Dediğim gibi ailede dört kişiyiz ve bu dört kişi sofraya oturmadan yemeğe başlanmazdı. Yemeğe oturdum ve babamın gelmesini bekliyorum, önümde çok güzel bir yemek, acıkmışım ve sabırsızım. Neyse babam geldi oturmadan yaptığı ilk şey tabağımdaki yemeği çöpe dökmek ve tabağı evden dışarı atmak oldu. Ve anneme söylediği şey; bu evde üç kişi var neden sofraya dördüncü bir tabak daha koyuyorsun, oldu. Mesela yine hiç unutamam evimizin holü biraz dardır yani iri yapılı 2 insan yan yana yürüyemezdi. Hol de yürüdüğüm zaman babam bana doğru yürürdü, sanki ben yokmuşum gibi bana çarpar düşürür üstümden geçerdi. Sanki yokmuşum gibi!
    Dediğim gibi bir şeyler öğreneceksiniz elbette bu yazdıklarımdan, en önemlisi de, şu olsun ; Fikir!
    Evet, Fikir! Bir insanın zihninin derinliklerine bir fikir yerleştirirseniz, o ufacık fikir onun hayatını değiştirir. Çok mutlu bir insanın beynine öleceği fikrini aşılarsanız mutsuz olur, ve mutsuzluk onun canını alır. Unutmayın fikir çok önemlidir, insanları kelimeler ile de öldürebilir yada yaşatabilirsiniz. Babam yaptığı da buydu. Bana, benim gerçektende olmadığım fikrini benimsetmişti. Bende gerçekten de var olmadığıma inandım. Odamdan çıkmıyordum, 3 aylık yaz tatilimin yarısını odamda geçirmiştim, çok zor yemek yiyordum. En son annem durumuma dayanamadı ve beni doktora zütürdü. Uzun bir süre ilaç tedavisi gördüm. ilk aldığım ilaç beni çok sersemletiyordu. Adeta yürüyen zombi gibiydim. Ama çok mutluydum, olur olmaz şeylere gülüyordum. ikinci ilacımsa beni uyutuyordu, hem de çok ucun bir süre. Zaten ilk aldığım ilaçtan dolayı hareket edemez hale gelen vücudum ikinci ilaçtan sonra adeta tamamen duruyordu. Salı günü uyuyorsam bazen perşembeleri bazen de cumaları kendime gelebiliyordum. Bazen de bazı şeyleri unutuyordum. inanır mısınız adımı bile unutmuştum bir keresinde, beynim işlevini yitiriyordu, hatırlamam için bana ismimle hitap edilmesi gerekiyordu. Neyse okuluma devam ettim. ikinci sınıfı tekrar alıyordum. Dövüşten biriktirdiğim paramı saklaması için arkadaşıma vermiştim baya da yüklü bir miktardı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster