0
tamer in inlemelerini ve tıslamalarını duyduğumda kenara ulaştığını anladım. dalıp gittiğim mağara girişinden o yana döndüm. elini uzatıyordu. koşarak yanına çöktüm. yavaşça çekmemi söyledi halatı.
tamer - sen topla ben tırmanayım!
ben - tamamdır kanka! (ipi gerdirerek çekmeye başladım, ellerimin içi gibilmişti)
tamer son bir gayretle kendini yukarı çekip sırt üstü kenara uzandı. sol bacağı kanıyordu!
ben - kanka yaralanmışsın?!
tamer - (toparlanırken) evet! (kontrol etti) çıkarken fark ettim.
ben - kegib mi lan!?
tamer - bıçak yarası gibi amk! kesin bir kaya kesti yuvarlanırken biz!
ben - kesin! ama hatırlamıyoruz tabi (soran gözlerle tamere baktım)
tamer - (cık! dedi) hatırlamıyorum kanka!
ağacın dibine topalladı biraz sonra gövdesine sırtını dayayıp yarasını kontrol etmeye başladı. ben de mağara deliğinin ağzına yanaşıp içeriye bakındım.
1 metre kadar yükseklikte ağız içeriye doğru genişliyor, yaklaşık 1-2 metre sonra dik bir yokuşa dönüşüyordu. içeriye ve yukarıya doğru. kaydırak gibiydi amk! demek buradan kaymıştık aşağıya!