1. 1.
    0
    tamer in inlemelerini ve tıslamalarını duyduğumda kenara ulaştığını anladım. dalıp gittiğim mağara girişinden o yana döndüm. elini uzatıyordu. koşarak yanına çöktüm. yavaşça çekmemi söyledi halatı.

    tamer - sen topla ben tırmanayım!

    ben - tamamdır kanka! (ipi gerdirerek çekmeye başladım, ellerimin içi gibilmişti)

    tamer son bir gayretle kendini yukarı çekip sırt üstü kenara uzandı. sol bacağı kanıyordu!

    ben - kanka yaralanmışsın?!

    tamer - (toparlanırken) evet! (kontrol etti) çıkarken fark ettim.

    ben - kegib mi lan!?

    tamer - bıçak yarası gibi amk! kesin bir kaya kesti yuvarlanırken biz!

    ben - kesin! ama hatırlamıyoruz tabi (soran gözlerle tamere baktım)

    tamer - (cık! dedi) hatırlamıyorum kanka!

    ağacın dibine topalladı biraz sonra gövdesine sırtını dayayıp yarasını kontrol etmeye başladı. ben de mağara deliğinin ağzına yanaşıp içeriye bakındım.

    1 metre kadar yükseklikte ağız içeriye doğru genişliyor, yaklaşık 1-2 metre sonra dik bir yokuşa dönüşüyordu. içeriye ve yukarıya doğru. kaydırak gibiydi amk! demek buradan kaymıştık aşağıya!
    ···
   tümünü göster