1. 1.
    0
    GRANiT DUDAKLI KADINA

    Kelimelerin ikiz kardeşliğiyle sesleniyorum sana
    Derin uykularında sarmalıyorum omuzlarını
    Korkma kravatım halen kırmızı
    Korkma – anlamsız işaretlerine halen bir neden bulamadılar

    Bülbüller kaç defa geldi – kaç defa nara kondu?
    Çok oldu – çok oldu - ben geldim, gittim. Çok geldim ama…
    incilere işlenmiş maşrapalarda boğuldum
    Dudaklarını aradım. Likörü severdin. Likörden anlardın çünkü.

    Sarhoş arı bir meyhanenin önünde öldü, bir yaz sıcağıydı
    Kelebekler… sen bıraktığın gibi sağlıklı, diri

    Bakışlarım can çekişirdi seni görünce. Severdin bunu
    Bilirdin, yalan değildi. Çırpınışımın tarifi olmazdı, çırpınırdım

    O yaz ‘’ Umut ‘’ adında bir köydeydik
    Sen ‘’ umut tüylü bir şeydir! ‘’ dedin
    ‘’ sözsüz ezgiler söyler ‘’ dedim ben
    Sen bunu tüy gibi hafif bir mürekkeple yazdın

    ( Emily Dickinson’ a )

    Ömer HARMANKAL
    ···
   tümünü göster