-
3776.
+47*Tümünü Göster
gültepeye gelmiştik.
deniz manzaralı restorantın önünde durdum.
(2 gün önce resmini attığım yere. Bu arada hatırlamayan binler için burası aynı zamanda babam ve selim almanya'ya gitmeden önce 3'ümüzün beraber oturduğu yerdi)
arabadan indik.
bu sefer nazlanmamıştı.
güneş vardı ama ısıtmıyordu,
hava gayet soğuktu ama bu eşsiz manzaraya değerdi üşümek uğruna dışarda oturmak.
biz de öyle yaptık.
en köşedeki masaya oturduk.
aysel 1 bira söyledi,
ben normalde içmeyecektim ama o içince eşlik edeyim dedim.
ben de 1 bira söyledim.
biralardan önce şirketten çerez ve ortaya bi kültablası geldi.
aysel'i gültepe'ye getirmemin tek sebebi ondan özür dilemek değildi.
onunla eylül meselesini de konuşmak istiyordum.
ben mal mal uzaklara dalmıştım, o sigarasını yakarken.
biralar gelsin de öyle girerim mezuya diye düşünüyordum ama aysel'in o kadar sabrı yoktu.
-niye getirdin beni buraya. dedi
-konuşmak için. dedim
-dökül bakalım o zaman, ne bekliyorsun. dedi
bi süre cesaretimi topladıktan sonra söylemesi boyundan büyük o iki kelimeyi söyledim.
-özür dilerim. dedim
-tamam kabul ettim, hadi kalkalım. dedi yerinden doğrularak giblemez bir şekilde.
bu sefer ben sinirlenmiştim gerçekten.
ters ters baktım aysel'e.
-oturur musun. dedim.
allah'tan ısrar etmedi, oturdu yerine.
-bu kadar mı yani. dedim
-ne dememi bekliyorsun ömer, istediğini yapıyorum işte, hem özrünü kabul ediyorum hem de hayatınızdan gibtir olup gidiyorum işte. dedi
bunu yüzüme vurması benim bile ağrıma gitmişti,
kim bilir bunu ona dediğimde o neler hissetmişti.
empati bile kuramadım züt korkusundan.
-bi şey beklemiyorum aysel, gerçteken çok pişman oldum, ben sandım ki... dedim
-ne sandın. dedi
-o elbiseleri ablamı heveslendirmek için aldın sandım, ablamın kararını sen etkiledin sandım. dedim
-zaten öyle. dedi
önce bi şaşırsam da yalan söylediği halinden ve tavrından belliydi.
cümlenin devamı da düşündüklerimi onaylar nitelikteydi.
-ablan bu doğumu gerçekleştirmeyi hiç istemiyordu, ben gittim elbiseler aldım ve o da bebeği doğurmaya karar verdi. dedi
bu sefer de dalga geçiyordu benle.
-aysel lütfen uzatmayalım. dedim
derken biralar gelmişti.
daha garson gitmemişti ki kocaman bir yudum aldı Aysel.
-yavaş ol. dedim
-senin hayatını ilgilendiren bi şey yok. dedi
her ne kadar haklı bile olsa biraz daha uzatırsa haksız duruma düşecekti.
bu kadar da laf çarpılmazdı ki amk.
"haspinallah" çektim duyabileceği bi şekilde.
bi süre sessiz kaldıktan sonra
başlık yok! burası bom boş!