/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +8 -6
    biraz uzun, ama okuduğunuza değecek, garanti. ayrıca emeğe saygı lan. bu saatte üşenmedim oturdum yazdım.

    şimdi bir diyarda bilge bir zat ve 3 zeki oğlu varmış. bu adam ölüm döşeğine düşmüş. ulan ortada da bi miras meselesi var. şimdi malı 3 e bölse, büyüğün daha çok ihtiyacı var. evlencek filan amk muallaksi. büyüğe çok verse, diğerlerine az kalacak. işin içinden çıkamamış ve almış oğullarını karşısına;

    "felanca diyarda bir kadı var, ona gidin durumu anlatın, o ne derse benim vasiyetimdir" demiş. gençler düşmüş yola.

    yolda giderken bi adam feryat-figan bunların yanına gelmiş. devem kayboldu onu arıyorum demiş. büyük çocuk "bi gözü kör müydü devenin?" diye sormuş, gelen cevap "evet". "bir ayağı topal mıydı devenin?" demiş ortanca, "e evet". küçük muallak de "kuyruğu kegib miydi?" demiş, "ee evet amk" demiş eleman. "görmedik biz" demişler hep bir ağızdan.

    "ulan giberim sizi, bu civarda bundan başka bu özelliklerde deve mi var, sizi kadıya şikayet edicem, kesin siz çaldınız/kestiniz/yediniz" demiş, elemanlar da zaten kadıya gidiyor, düşmüşler yola. kadının huzuruna çıkmışlar.

    şikayetçi eleman böyle böyle derdini anlatmış, her takunu bildiler devenin demiş. kadı elemanlara savunma hakkı tanımış, anlatın bakalım demiş.

    büyük çocuk "yolda gelirken otların sağ kısmı yenmişti, sol kısmı yenmemişti. buradan bir gözünün kör olduğunu anladım" demiş.

    ortanca çocuk "yolda 3 sağlam 1 yarım deve ayakizi gördüm, oradan da bir ayağının topal olduğunu anladım" demiş.

    küçük olan da "devenin taku normalde löp olarak düşer, kuyruğu kegib olduğu için bu devenin taku incintı, oradan anladım" demiş.

    kadı hayretler içerisinde, el mecbur şikayetçiyi gibtiretmiş, veledlere sormuş "ee ne işiniz var bu diyarlarda?". bunlar da durumu anlatmışlar böyle böyle. kadı demiş "ulan bu zütverenler benden daha zeki, ben nasıl çıkarım bu işin içinden? en iyisi ben bunlara bi yemek yaptırayım, bunlar yerken perde arkası izleyeyim, oradan bi fikir edinirim" demiş.

    yemeğe oturmuşlar çocuklar, kadı perde arkasında. büyük çocuk "bu kuzuyu köpek emzirmiş" demiş. ortanca "bu şarapta mezarlık toprağı kullanmışlar" demiş. en küçük veled-i zina da "ulan bu kadı muallak galiba" demiş. kadı direk yollara düşmüş.

    kuzuyu aldığı yere gidip sormuş, eleman da kuzunun anasının öldüğünü, köpeğin onu emzirdiğini söylemiş. şarapçıya gitmiş, o da "bizim orada en verimli toprak mezarlıktadır, ordan aldık" demiş. en son kadı başı önünde anasının evine gitmiş, "anne ben muallak miyim?" demiş. anası da "oğlum sen hatırlamazsın, sen küçükken topun mezarlığa kaçmıştı da seni orda bi güzel gibmişlerdi ... " demiş.

    kadı şok tabi, dönüş eve. zart diye perdeyi açmış, "be dıbınakoduklarım, anlatın bunları nasıl bildiniz?" demiş.

    büyük veled "kuzunun sağ arka bacağında yağ olmaz, köpekte olur, ama bu kuzuda vardı, oradan köpeğin emzirdiğini anladım" demiş.

    ortanca veled "normalde şarap içince insana neşe verir, bu şarap ise elem ve keder veriyo, ondan mezarlık toprağı kullanıldığını anladım" demiş.

    kadı dönmüş küçük velede "be dıbınıgibtiğimin oğlu, sen nasıl anladın benim muallak olduğumu?" demiş.

    veled de "ulan ondan kolayı mı var, evin girişine fener bayrağı asmışsın" demiş.

    not: fıkrayı 1kaç fenerlinin bulunduğu ortamda anlatın ve görün.
    ···
   tümünü göster