+65
biz gibiş odasına gittik. ben yatağa uzandım. çiçek mumları yakıp ışıkları kapattı. ağzımı açmış bir şey söylüyordum ki bu beni susturdu. hiçbir şey yapmadan sadece çiçeğe bakıyordum. soydu beni. kendiside soyundu. yatağa attı beni. dalga ister istemez kalkmıştı. bu sefer muamele yapmadan üzerime çıkıp dalgayı avuçlayıp dıbına soktu. üzerimde ruhsuz ruhsuz zıplıyordu. benim gözler kapalı boşalayımda gideyim diye bekliyorum. birden göğsüme düşen kafayla açtım gözlerimi. çiçek kafasını göğsüme koymuş ,dalga çiçeğin içinde, çiçek ağlıyor. amk içim titredi o anı anlatamam. ellerim terlemeye başladı. bi anda bende kendimi ağlarken buldum. bulunduğumuz pozisyonu yaşayan çok nadir insan vardır. dalga çiçeğin içinde , çiçek üstümde birbirimize sarılmış ağlıyoruz. çiçeğin boynunda benim aldığım kolye...
çiçek yarı kısık, yarı çatallı bir sesle:
-ben sana aşık oldum halidakisperm?
diyerek hıçkırarak ağlamaya devam ettim. 1-2 saat öncesine kadar herşeyi unutmuştum bende. evet şeytandı kızlar. göz yaşlarına kanıyordu her erkek. selma abla anlatırdı bunları bana. zaman zaman kahvaltıda söylerdi. çok güvenme demişti kızlara. ama o an çiçekteki samimiyeti anca o durumu yaşayan anlayabilirdi.