Gece boyunca çalışmaktan yorulan sempatik sinir sistemim yerini parasempatik sinirlere bırakmıştı, dolayısıyla benim üzerime de bir ağırlık çökmüştü. Sokak ortasında uyumak olmazdı, bu saatten sonra aşk zaten gelmezdi gelse gelse huri gelirdi onla da en fazla ekmek alırdık... Öyle de oldu
*
Ben yerimden kalkmaya yeltenmişken apartman kapısından hurinin çıktığını gördüm. Ben aşkı ayakta karşılamayı beklerken Huri'ye hoş geldin demiş bulundum. Bütün gece oracıkda bekleyişimin yarattığı kızgınlığı bir anda unutu vermiştim. Huri karşımdaydı ve Tüm güzelliğiyle yürüyordu. Saçları dalga dalgaydı. Ekmek almaya gidiyordu sanırım makyajsız ve üzerinde de eşofmanları vardı. Yüzünde donuk bir ifade vardı ama o donuk ifade bile onun dünyanın en güzel insanı olmasına engel olamamıştı. Bir yandan bakıyor bir yandan da tebessüm ediyordum. Çok garip bir mutluluk yaşıyorum; siz de yaşamıssınızdır hayatınız da bu mutluluğu. hani babanızın size ilk bigiblet aldığı an vardır ya görür görmez zıplaya zıplaya içinizden geldiği gibi sevinirsiniz ben de içim de öyle bir sevinç yaşıyordum...
yazın çilek bahçelerinin, limon ağaçlarının yanında geçerken mis gibi bir koku gelir ya burnunuza. Huri de benim yanımdan geçerken onun mis gibi kokusu geliyordu burnuma. Huri; dünyanın en güzel meyvesi. Kara kaşlı kara gözlüm sevdiceğim. Esmer tenini ve sertlğini kahveden almış, bir görenin kırk yıl unutamadığı yarim. neşet ertaşlar'a mahzunu şerif'lere, aşık veysellere beni dost eden vefası gözlerinden güzel Huri'm...
ben onun gelişini ayakta karsilatken o bütün umursamazligiyla gecip gidiyordu yanimdan.
Onun beni boyle sallamadan gidişi ruhumda aşık veyselin bir besteyle hayat buluyordu.
(
https://www.youtube.com/watch?v=R6yc1MbeGT4 )
mecnunum leylamı gördüm bir kerece baktı geçti
ne sordum nede söyledi kaşlarını yıktı geçti
soramadım bir çift sözü aymıydı günmüydü yüzü
sandım ki zühre yıldızı şavkı beni yaktı geçti
ateşinden duramadım ben bu sırra eremedim
seher vakti göremedim yıldız gibi aktı geçti
bilmem hangi burç yıldız bu dertler yareler bizi
gamze okun bazı bazı yar sineme çaktı geçti diyordu üstat...