/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +3 -1
    oyumu neden liberal demokrat partiye verdiğimi maddeler halinde açıklıyorum.

    - yüksek vergi ödemek istemiyorum. aslında hiç ödemek istemiyorum.
    - düşündüğümü söylemek ve yarın bir gün polisin kapımda belirebileceği endişesini taşımak istemiyorum.
    - asgari ücret gibi insanların sanki o ücreti almak zorundaymış gibi kıstas gösterilmesini istemiyorum.
    - bulunacağım ticari faaliyetler için her adımımı devlete bildirmek istemiyorum.
    - aldığım bir kitabın, sigaranın ve alkolün benim için keyif veren ürünlerden devletin elinin bulunmasını istemiyorum. devletin benimle beraber içmesini istemiyorum.
    - insanların sınıflandırılmasını istemiyorum.
    - devlet memurlarının benden daha az çalışmalarına rağmen, benden daha fazla kazanmalarını ve çok daha fazla haklara sahip olmalarını istemiyorum.
    - askerlik görevimi benim ve ülkem için daha verimli olacağını düşündüğüm bir şekilde yapmak istiyorum. hiç olmasa olurda şimdilik askerliği şey etmeyelim. yoksa benim ne işim var la askerde ben muhasebeciyim amk. rakamlarla uğraşım, silahtan ne anlarım.
    - felancı bir siyasetçinin devletin musluğundan beni veya diğer insanları kendi düşündüğü, istediği şekilde şekillenmek istemiyorum.
    - üniversiteye gitmek için devletin gibindirik sınavlarına girmek istemiyorum.
    - araba veya motogiblet aldığımda tonlarca vergi ödemek istemiyorum. -ilk maddede değindim burası canalıcı olsun-.

    beyler bu kadar büyük bir devletten ve onun tüm uzantıların cidden nefret ediyorum. hele memurlardan nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyorum.
    geçen gün vergi dairesindeyim, memur ile konuşuyorum. bilgi istedim kendisinden bana "sana ne söylememi istiyorsun" diyor. ulan gerizekalı ben senin ne söyleyeceğini bilsem sana sormam zaten "bunu bana siz söyleceksiniz, ben mi kendime söyliyim" dedim. tabii züt olan memur malak malak baktı ve bana velaket sordu. bunlar bu memleketin kanını emen embesillerden başka bir şey. ne kadar rüşvet aldıklarını para için yapmayacakları şeyler yok. hayatları boyunca on bin liralık sermayeli bir iş dahi kurmamalarına rağmen her zaman şirketlerin bilançoların gördükleri zaman ağızlarından sular akar. ve o şirket sahibi insanları hırsızlık ile suçlarlar.

    önümüz ramazan bu ramazan ayında bir ton memur oruç tutar. gidip vergi dairesinde veya herhangi bir kamu kurumunda işini yaptırmaya çalışın hepsi size oruç tuttuklarını ve başlarının ağrıdığını söyleceklerdir öyle sülük ve sürüngen insanlardır ki bunlar onlarla yanyana geldiğinizde hayatlarında hiçbir şeyden zevk almadıklarını düşünürsünüz. ve lütfen sizlerde bu devletin büyüklüğünü ve hantallığını görerek oylarınızı verin. bunların sizlere vaat ettikleri asgari ücretler yardımlar aslında yine sizin cebinizden çıkan şeylerdir.

    bir şey sormak istiyorum, biz bir vatandaş olarak yoksullardan veya yoksulluğu tercih etmiş olan parazit bir insandan ne kadar sorumluyuz? mutlaka çevrenizde belediyeden ya da devletten yardım alan -engelli vatandaşları tenzih ederim- görmüşsünüzdür. siz gece gündüz demeden kendinize, ailenize bir şeyler katmak istersiniz ama onlar yatarak gelir elde ederler, ilgili memurlara kendilerini acındırırlar. ve onlara daha fazla yardım edebilmek için ben ve sizler daha fazla vergi ödemek zorunda kalırız. kendi hayatı için çaba göstermeyen insanların benim sorumluluğumda olamaz. fakir veya yoksul bir insanda benim sorumluluğumda olamaz. onlar beni ilgilendirmiyor. beni ben ve ailem, sevdiklerim ilgilendirir. ömrü hayatımda yüzünü görmediğim parazit gibi yaşayan çalışması gerekirken çalışmayan insanlara ben neden yardım ediyorum? biri bunu bana açıklasın.

    örneğin: ben sgk'ya bağlı olmak istemiyorum. maaşımı tam alarak kendi sağlık sigortamı ve emekli maaşımı kendim ödemek istiyorum. belki ben 25 yaşıma geldiğimde intihar edeceğim amk. sen ne hakla benim maaşımdan kesinti yapar da gidip benim sigortamı yatırırsın senin başka işin gücün yok mu amk sanane!!

    he birde sigortada çalışan memurlar var ulan ne insanlar ya, bir soru soracaksınızdır, sıra numarası alırsınız bilmem kaç dakika beklersiniz ve salak bir memura denk geldiğiniz için sorunuz cevaplanmaz, başka bir memurun peşine düşersiniz. o memurda size "burada meşgulum görmüyor musun" bakışı fırlatır ve aslında bilmediği bir konu hakkında bilgi almaya çalışırsınız. sonuç; elde varsa sıfır.

    bürokrasi bürokrasi bizim belamızı giben, bize bir şeyler yaptırmaya çalışan badem bıyıklı, koca göbekli, hayatları boyunca sosyal hayatları büyükşehirlerden köye olan insanlar. bu insanların nesli tükenmeli, yok olmalılar.

    ve maatbacılar tanrı ilan edilmeli.
    aslında okumayacağınızı düşündüğüm için daha fazla yazmak istemedim.
    ···
   tümünü göster