+1
Saat gece on ikiye yaklaşırken odanda tek başına oturuyorsun. Odanın kapısı kilitli. Elinde boş bir kağıt, diğer elinde bir kalem… Ağlamaya başlıyorsun. Kâğıda bir şeyler yazman gerektiğini düşünüyorsun. “Özür dilerim” diye başlıyorsun ama devdıbını getiremiyorsun. Ne yazacağını, neden başlayacağını bilmiyorsun. Hem kim umursuyor ki? Kimse. Ardında kağıda kocaman “Hoşçakalın” yazıyorsun ve yatağın üzerine bırakıyorsun.
Sabah annen seni uyandırmak için odana geliyor. Kapıyı birkaç kere çalıyor, gözünden sakındığı çocuğunu bir sabaha daha uyandırmak için gülümser bir şekilde kapını tıklatıyor ve adını söylüyor. Ancak içeriden ses yok. Birkaç kez daha çalıyor ancak ses yok. Telaşlanmaya başlıyor kapı kolunu çeviriyor ancak kapı kilitli, babanızı çağırıyor hemen, diğer yandan da kardeşinize bir şey belli etmemeye çalışıyor. Babanız kapıya geliyor, o da birkaç kez tıklatıyor ancak ses yok. Kapıyı hız bir şekilde kırıyor ve içeri gidiyor. Yerde yatan cansız bedeninizin karşısında ikisi de şok oluyorlar. Anneniz dizlerinin üstüne çöküyor, kafanızı elleri arasına alıyor ve adınızı söylüyor, UYAN diyor uyan lütfen uyan diyor ve bir yandan ağlıyor, gözünden sakındığı çocuğunun cansız bedeni kollarında iken kendini çok çaresiz hissediyor. Babanız kendinde olmaya çalışıyor, hemen telefon ile 112’yi arıyor. Bir umut ya, belki kurtarırlar diye ama sen çoktan son nefesini vermiştin. Sesleri duyan küçük kardeşin kapıdan içeri bakıyor. Daha küçük, nereden bilsin ölüm nedir, hala uyuyorsun sanıyor. Anne neden uyanmıyor diyor. Anneniz o sırada kendini suçluyor, “Benim yüzümden, onunla ilgilenmedim neden bunu yaptığını, ne sorunu olduğunu hiç sormadım.”
Saat sabahın dokuzu… Sınıfın kapısı çalınıyor. Okul müdürü içeri giriyor, yüzünde kötü bir haber vereceğinin ifadesi var. Öğretmeninizi kenara çekiyor, kısa bir süre bir şeyler konuşuyorlar. Ne oluyor? Herkeste bir merak… Ardından öğretmeniniz sizin intihar ettiğinizi söylüyor arkadaşlarınıza. Sınıfın popüler çocukları seni aşağıladıkları için suçluluk duyuyor, ödevlerini zorla sana yaptıran, senden alan çocuk kendini suçluyor, okul çıkışında seni sıkıştıran çocuk kendini suçluyor, seninle daha fazla ilgilenmeyen yakın arkadaşın kendini suçluyor. Öğretmeniniz size iyi davranmadığı için kendini suçluyor. Kimse umursamıyordu sizi değil mi? Hiç kimse.
Bir ay geçti, senin odanın kapısı o günden bu yana hiç açılmadı, o odaya kimsenin girmesine izin verilmedi, o oda senin tüm hatıraların ile içinde kaldı. Şarkı söylemelerinle dolu duvarlar, yazılarınla ve resimlerinle dolu masan. Anneniz odayı temizlemek istedi çoğu zaman ama yapamadı. Ne zaman oraya girse, yerde yatan cansız bedeniniz gözünün önüne geldi. Cenazende birçok kişi vardı. Hepsi ağlıyordu, hepsi önemsiyordu, hepsi seni seviyordu.