O gün Salıydı herhalde. Sıcak,
bunaltıcı, sıkıcı. Herzamanki aynı
işler: Elini yüzünü yıka, yemeğini ye,
üstünü değiştir, işe git. Bugünün
dünden hiçbir farkı yoktu.
Ayakkabımı bağladım,
merdivenlerden asağı ikişer üçer
adım atarak iniyordum, bu
çocukluğumdan kalma bir alışkanlık.
Posta kutusuna baktım herzamanki
gibi boş. Derin bir nefes aldım.
Etrafı süzdüm, ağaçlar çıplak, hava
solgun. Bigibletime doğru yol aldım.
Şifre 1010, "Akla gelmeyecek kadar
kolay
* " Çantamı arkaya koydum,
bigibletime atladım, Gitmeye hazırız
artık. Yavaş yavaş pedalları
çevirmeye başladım, vitesi artırdıkça
hızlanıyordum, kendimi ölüme at
süren Akıncı gibi hissediyordum.
Elimi göğe kaldırdım Allah Allah
nidalariyla dört nala ilerliyordum.
Korna sesiyle irkildim. Adamın teki:
"Yolun ortasinda ne bekliyon la
züt." diye bağırdı. Arabaya baktım
bir yığın adam ,Hepsi bana bakıyor.
En iyi ihtimal levyeyle grup
yaparlardı. Bu riski göze alamazdım
ve kenara çekildim. "Şu Dünya'da
adam akıllı hayalde kurulmuyor... "