-
1.
+8Sistem, sayısız çeşitlilikte insanın potansiyelini eşit(!) sayarak ,hepsinin de aynı direğe tırmanmasını istiyor.Her bir çocuğun, dünyaya kendisiyle birlikte getirmiş olduğu doğal potansiyelini keşfetmesine ve geliştirmesine yardımcı olmak yerine,yok ediyor ve boğucu sistemin örüntüsü içinde eritip, entegrasyonunu sağlamaya çalışıyor. Sanat ve yaratıcılık ile şekillenen, özgür ve açık görüşlü eğitim sisteminden uzak sistemlerin çıkardığı mezunlar ancak, makinanın içinde sabit ve sürekli bir biçimde kendi çevresinde dönüp duran çarktan ileri gidemez.
Sorulması gereken soru ise belli bir otorite ve sistem içinde şekil almaya başlayan bireyin, (özellikle 10 yaşından sonra) dünyasını değiştirdiği bu örüntüyü nasıl kırıp, parçalayarak aşacağı ve gelenekötesi düşüncelere (insana yaraşır, etik bir çerçevede) ulaşacağı olmalıdır. -
-
1.
+2Zamanında bu birikintinin bir heyelan gibi olduğunu görmüştük. Bir kaç sefer. Baskıların sonuçlarının baskı yapanlar için ağır olduğunu. Örneğin skolastik düşüncenin yokoluşu veya bir Fransız ihtilali olarak bir kaç örnek verebiliriz. Elbet şuan tüm dünya insanlarının üstündeki bu ağır baskı yıldırma hareketleri tekrardan bir heyelan olacaktır. Sözüm ona dünya liderlerine.
-
2.
+1Hiçbir şey yoktur ki sürekli olarak değişmeden ayakta kalabilsin. Maddeler ve düşünceler sürekli bir dönüşüm ve değişim halindeler. Zamanın hakim olduğu bu yapıya ayak uydurmak da ancak değişime ayak uydurup, yükselmekle mümkün.
-
3.
0einstein abimizin söylediği iddia edilen bi söz vardı. senin tüm entryni özetliyo panpa.
eğer bir balığı ağaca çıkma yeteneğine göre değerlendirirseniz, kendisinin yeteneksiz olduğunu düşünecektir.
gibi bişeydi. senin de dediğin gibi ne hepimiz balığız ne de hepimiz maymunuz. her insan kendi yolunu bulabilmeli, kendi potansiyelini görüp sınırlarını keşfedebilmeli ama malesef günümüz dünyasında bunu yapmanın tek yolu maddi olarak güçlü olmaktan geçiyo.
diğerleri 1 -
1.