1. 751.
    0
    tekrar dediğim gibi amacım mevzunun hadisler olduğunda siyah sancak şeylerine ancak gülünebileceğini göstermektedir. dünyanın 4 bir yanından müslümanlar niçin gidiyor sanıyorsun şam halkı ve beldesi övülmüştür. islamın kutsal mekanlarından biridir.

    sırada cübbelinin hadisini inceliyoruz.

    llah ete kemiğe büründü Mahmut diye göründü” , “Tuvalet taşı Allah’la konuştu” , “muhafazid’e vahyi muhafazid verir (yani o vahiy kaynağı olan Allah’tır)” ve “Mahmut efendi Azraili kovarak ömrüne 15 yıl ekletti” gibi sözlerin sarfettiği, islam’da caiz olmayan yüzlerce sohbeti olan Cüppeli Ahmet başta olmak üzere Türkiye’deki tasavvuf ve Şii camialarının son haftalarda ortaya attığı “IŞiD” hadisinin uydurma olduğu ortaya çıktı.

    Özellikle Mahmut Ustaosmanoğlu’nun müritlerinin çarşılarda halka broşürler halinde dağıttığı ve büyük bir propaganda aleti halinde getirdiği hadisleri sizler için araştırdık.

    Cüppeli Ahmet’in ortaya attığı ilk hadis’in metni:

    “Bazı siyah sancaklıları gördüğünüzde. (Sancağı suistimal edenler) hemen yere kapanın ve ellerinizi ayaklarınızı hareket ettirmeyin. Sonra (aklı) zayıf (ahmaklardan oluşan) bir topluluk ortaya çıkar. Kalpleri demir kadar sert ve katıdır. Onlar Devle ashabıdır. Ne sözlerini tutarlar ne de misaklarına bağlıdırlar. insanları hakka çağırırlar da kendileri hakka uymazlar. Künye kullanırlar (Ebu gibi) Kendilerini şehirlere nispet ederler. (Bağdadi, basri vb) Saçları kadın saçı gibi uzundur. Bunlar aralarında ihtilaf edecekler de Allah zaferi dilediğine verecek.”

    Jetskili görüntüleriyle tanınan Cüppeli Ahmet’in ortaya attığı ikinci hadis:

    “-Abbasoğullarının içinden doğudan ileride siyah sancaklı kişiler çıkacak. Onların önce gelenlerinin ve sonra gelenlerinin işi adam öldürmek olacak. Onlara yardım etmeyin. Allah onlara yardım etmez. Kim onların sancağı altında yürürse yahut bayrağını taşırsa Allah onu kıyamet günü cehenneme koyar. Gerçekten onlar Allah’ın en şerli yaratıklarıdır. Onlar benden olduklarını iddia edecekler. Dikkat edin, ben onlardan beriyim ve onlar da benden beridir. Onların alameti şudur: Saçlarını uzatırlar ve siyah giyerler. Onları desteklemek için oturmayın. Çarşılarda onlarla alışveriş yapmayın. Onlara yol göstermeyin ve onlara su vermeyin. Çünkü onların haykırdıkları Tekbir, sema ehli’ni rahatsız etmektedir.”

    Birinci Hadis sahih mi?

    Cüppeli Ahmet’in ortaya attığı birinci hadis, özellikle şii medreselerinde okutulan Kenzul Ummal isimli kitaptan alındığı ortaya çıktı.

    Muhaddis alimlerin icmasına göre bu kitap(Kenzul Ummal) mevzu yani uydurma hadislerin toplandığı bir kitaptır ve içerisinde Ehli Sünnet’e karşı yüzlerce iftira hadisi uydurulmuştur.

    “Asıl Ehli Sünnet biziz” diyerek yıllardır rekldıbını yapan Cüppeli’nin “Ehli Sünnet düşmanı” olarak bilinen Kenzul Ummal’dan nakil yapması, kendi çelişkisini ortaya koydu.

    ikinci Hadis sahih mi?

    Nuaym Bin Hammad (ö. 228/843) ‘ın yazdığı El-fiten ve’l-melahim isimli kitaptan alınan ve islam Devleti mücahidlerinin karalandığı ikinci hadis hakkında ulemanın görüşlerini derledik.

    El-fiten ve’l-melahim kitabında Nuaym Bin Hammad’ın Türk kavminin Ye’cüc ve Me’cüc olduğunu söylemesi kitabın yazıldığı ilk yıllarda infiale yol açmıştı.

    işte, ilim ehlinin bahsi geçen hadisin yer aldığı kitap hakkındaki görüşleri:

    El fiten vel melâhim ile ilgili rivayetlerin herhangi bir değerlendirmeye tâbi tutulmadan bir araya getirildiği eser kendi alanında kaleme alınmış ilk kitap olup, Nuaym’ın talebelerinden Abdurrahman b. Hatim el-Murâdî tarafından rivayet edilmiştir.

    Eserde konular sistematik açıdan iyi sayılmayacak bir şekilde ve zaman zaman tekrarlanmak suretiyle işlenmiştir. Kitap 10 bölümden (cüz) meydana gelmektedir. içeriğinde özellikle Habeşliler ve Türkler hakkındaki olumsuz rivayetler(fitne merkezi, yecüc mecüc olmaları vs) zikredilmektedir.

    Eser, ihtiva ettiği rivayetler bakımından bir hadis kitabı olmaktan çok bir “tarih kitabı” mahiyeti taşımaktadır. Nitekim bazı muhaddislerin Nuaym b. Hammâd hakkındaki değerlendirmeleri de bunu doğrular niteliktedir. Selefi Salihin’den Şeyh Ebû Arübe, Nuaym’ın durumunun “biraz karanlık” olduğunu söylemekte, değerli alim Nesâî’de onun rivayetlerinin hüccet kabul edilemeyeceğini bildirmektedir.

    Öte yandan değerli alim Zehebî, Nuaym’ın bir “ilim deryası” olduğunu kabul etmekle birlikte rivayetlerini benimseyemediğini belirtmekte ve eserinde pek çok münker ve kabul edilmesi imkânsız rivayet bulunduğunu kaydetmektedir. Kurtubalı muhaddis Mesleme bin Kasım’da bu görüşe katılmaktadır.

    El Fiten vel melâhim’de Peygamberimize(sav) direkt olarak nisbet edilen rivayetlerin sayısı pek az olup, gayb ile ilgili konularda bile sahabe ve tabiînin görüşleri nakledilmiştir. Nitekim, Abbasî döneminin sonu ve Türkler’in ortaya çıkışıyla ilgili rivayetlerin derlendiği bir yerde zikredilen on sekiz haberden sadece dördü, Mehdî’nin ortaya çıkışıyla ilgili konuda da yirmi iki haberden sadece ikisi Hz. Peygamber’e nisbet edilmiş, diğerleri sahabe, tabiîn ve daha sonraki dönem âlimlerinin sözleri olarak yer almıştır.

    Kütüb-i Sitte müelliflerinin kendisinden pek az rivayette bulunduğu Nuaym bin Hammâd’ın asırlar boyunca ilgisiz kalınan bu eseri Süheyl Zekkâr tarafından yayımlanmıştır. Çalışmasında eserin British Museum ve Atıf Efendi Kütüphanesindeki nüshalarını esas alan yazarın, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki nüshayı görmediği anlaşılmaktadır. ibn Tâvûs, imâmiyye Şîası’nın Mehdî’si hakkında kaleme aldığı el-Melâhim ve üten lî zuhûril gaybi muntazar adlı eserinde Nuaym b. Hammâd’ın kitabını özetlemiştir. Yani şiilerin hadis kaynağı halindedir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster