-
1.
+4tarihin bilinen en güçlü ordusudur
klagib ordu teşkilatında kapıkulu ocakları ve eyalet askerleri olarak ikiye ayrılan içerisinde
Acemi Ocağı
Yeniçeri Ocağı
Cebeci Ocağı
Top Arabacıları Ocağı
Topçu Ocağı
Humbaracı Ocağı
Bostancı ocağı
Lağımcı Ocağı
Sakalar Solaklar
Silahtar
Sipahi
Sağ Ulufeciler
Sol Ulufeciler
Sağ Garipler
Sol Garipler
Humbarahane
Eyalet askerleri
Azab
Sekban
Tüfekçi
icareli
Müsellem
Deliler
Gönüllü
Besli
Tımarlı sipahi
Akıncı
askerlerini bulunduran en güçlü ordudur.
Bu ocak ve asker birliklerinden en beğendiklerimi anlatacağım.
özellikle Gureba-i Yemin yani Sağ garipler:
kapıkulu süvarileri içinde yer alan bu birlik savaşlarda sağ taraftan hücum ederek düşmanı çembere almaya yardımcı olmaktaydı. iŞTE BiLDiĞiMiZ HiLAL TAKTiĞi.
ve Humbaracı Ocağı:
dünyanın ilk havan topu sınıfıdır.
Humbara ise ham maddesi demir ve tunçtan dökülmüş bildiğimiz el bombası.
Askerin bu kadar güçlü olmasındaki sebebi yabancı elçiler osmanlı ordusunu gördüğünde hep emir komuta işlerinin kusursuz idaresine ve düzene bağlamışlardır.
Avusturya'nın istanbul Büyükelçisi Busbecq Kanuni Sultan Süleyman'ın ordugahına konuk olup hatıratlarına şöyle aktarmıştır.
"Bu muazzam kalabalık içinde medhe değer görünen nokta, sessizlik ve disiplindir. Hiçbir bağrışma ve uğultu yoktur. Hâlbuki alelâde kalabalıklarda böyle şeyler ekgib olmaz. Herkes kendisine tayin edilen noktada rahatça duruyordu. Paşalar, sancak ve alay beyleri, yüzbaşılar ve daha küçük Türk subayları yerlerine oturmuşlardı. Alelâde neferler ayakta idi. En çok göze çarpan topluluk, sayıları birkaç bine erişen yeniçerilerdi. Bunlar, diğer birliklerden ayrı bir yerde uzun bir saf hâlinde duruyorlardı. O kadar sessizdiler ki, benden çok uzakta bulunmadıkları hâlde, acaba canlı insanlar mıdır, yoksa birer heykel midirler diye tereddüt ediyordum. Bu mevkiden ayrıldığım zaman, hoş bir manzara göründü. Sultan'ın hassa alayı, atlar üzerinde, yerlerine dönüyordu. Atlar gayet güzel ve yüksek olmalarının yanında, gayet bakımlı ve süslü idi."
Harp gücünü ise anlatan Mareşal Montecuccoli, birçok Batı diline çevrilerek klâgib olmuş Tabiye isimli kitapta şöyle anlatıyor: "... Osmanlı Devleti o derecede kudretli ve kuvvetlidir ki, çok sayıda, mükemmel eğitim görmüş askerlerden müteşekkil ordusu, her an harbe hazırdır. istenildiği anda yürüyüşe geçebilen bu ordu, her zaman emre âmadedir. Ordunun yürüyüşe başladığını daha düşman öğrenmeden Türk ordusu, muharebe sahasına girmiştir. 1660 yılında gemilere manda ve öküzleri koşup Tuna yoluyla Belgrat'a, Osiyek'e, Budapeşte'ye Türklerin çektirdikleri gemiler ve taşıdıkları yiyecek ve ağırlıklar tarif edilemez, akıl almaz. Gerek ordu yürüyüşünü, gerekse ağırlık naklini Osmanlılar, bütün hileleri kullanarak saklarlar. Düşman casuslarına dâima ters hedef verirler. Her seferindeki hileleri de, bir öncekinden farklıdır. Nitekim herkesi Venedik seferi yapacaklarına inandırıp birden Transilvanya'da görünen Türk ordusu, şaşkınlık doğurmuştur. Malta'ya gideceklerini yayıp Girit'e sefer etmeleri de böyledir. Savaştan çok önce vaktiyle tedarik görmek, Romalılarda usul ve kaide idi. Osmanlılar, başlangıçlarından itibaren Romalıların bu usul ve kaidesini aynen tatbik etmişlerdir. Osmanlı ordusundaki her çeşit san'at erbabı işçinin sayısı, şaşılacak kadar çoktur. Kılavuzları ve casusları da çoktur. Ordunun büyük ağırlıkları ve topları bulunduğu için nakliyeye ehemmiyet verilir. Diğer milletlerin tahammül edemedikleri, takat getiremedikleri meşakkatlere Türk ordusu alışıktır. Çok iyi siper ve tabya yaparlar. Ordunun yürüyüşü fevkalâde sür'atlidir. Bizde 'Türk'te ayak kurşundan ve el demirdendir.' atasözü meşhurdur. Türk askeri cesurdur."
özet geç diyenler
TARiHiNi ÜŞENMEDEN OKURSA; BiLEREK YAŞARSA, GELECEK BiLiNCi OLAN NESiLLER YETiŞECEKTiR.
başlık yok! burası bom boş!