+4
-1
beyler zamanında delifişek bir gençken ken rosenberg adında avukat bir arkadaşımın yanına iş amaçlı olarak amerikaya gitmiştim ozamanlar baya girişimci ve deli ruhlu biriydim. velhasıl bu güzel kardeşimizin küçük bir mevzusu olduğu ocakbaşı sahibi leo teal adında orta yaşlı kirli sakallı bir abimiz vardı. ken benden dili varmayarak rica etti aralarındaki bu husumeti çözmem için bende kabul ettim tabi. bana elemanın yerini falan söyledi bende sadece konuşma amaçlı bu adamın mekanına doğru yol almaya başladım. akşamüstü sularında ocean beachte bu adamın mekanının arka tarafına henüz parketmiştim ki şansıma bu arkadaşta orada telefon görüşmesi yapmak için dışarıya çıkmıştı. herneyse diyaloğu aynen aktarıyorum:
ben: Selamaleyküm usta (o arada telefonla konuştuğu için biraz geç farketti)
leo: Aleykümselam yeğenim hayırdır bir sorunmu var ?
ben: Yok abicim beni ken adlı bir arkadaş gönderdi aranızdaki sorun nedir ?
leo: sanane lan amışını gibtiğimin pekekenti sanamı kaldı bu sorunu çözmek ?
beyler bende pekekent lafına pek gelemem küçüklükten beri bir travma olarak kalmıştır içimdi bu lafı duyunca deli olurum her neyse buda öyle diyince bi an cinnet geçirip bu ipne kılıklıyı bi temiz dövdüm bildiğin tüpçü dayağı attım buna kendime geldiğimde adam yerde ölü yatıyordu ki ne göreyim adamdan son model cep telefonu düştü havada pembe bi dairenin içinde dönmeye başladı kendimi tutamadım telefonu kaptığım gibi yolumu aldım yaklaşık 3-4 sene kullandım bu telefonu çokta kullanışlı bir telefondu biraz büyük birşeydi ama olsun yinede o zamanın modasıydı. velhasıl buda öyle bir anımdır sizinle paylaşmak istedim beyler